Şiir Miir Yazmayın Kardeşim!

“Nazım Hikmet’le Orhan Kemal hapishane arkadaşıdırlar.
Orhan Kemal ilk şiirlerini burada yazmaya başlar. Yazdığı şiirleri Nâzım’a okur ve aldığı cevaplar beklemediği tarzdadır; “Kâfi kardeşim kâfi... Bir başkasına lütfen... Berbat! Tekrar bir başkası... Rezalet! ... Peki, kardeşim, bütün bu lâfebeliklerine, hokkabazlıklara ne lüzum var? Samimiyetle duymadığınız şeyleri niçin yazıyorsunuz? Bakın, aklı başında bir insansınız... Duyduklarınızı, hiçbir zaman duyamayacağınız tarzda yazıp komikleşmekle kendi kendinize iftira ettiğinizin farkında değil misiniz?”

Orhan Kemal bu eleştirilere bozulsa da, Nâzım düşüncelerini söylemeye devam eder. “Bırak şiiri miiri kardeşim, hikâye yaz, roman yaz sen’” der. Orhan Kemal’in kendini romana adayışı böyle başlar.”
Tabii ki o Orhan Kemal, öneriyi, eleştiriyi erdemle kabul eder ve romanda başarılı olur…


Herkes bir şeyler karalayıp duruyor. Yeteneği olanlar tamam da, bir de herhangi bir şey yazma yeteneği olmayanların yazdıkları saçma sapan cümleleri alt alta koymakla şiir yazdıklarını sanmaları var ki onlara “hiçbir şey yazmayın” demek var…

Yazdıkları yetmezmiş gibi, bir de bunları paylaşan, kitaplaştıran ve kendilerine şair unvanını layık görenler var ki akıl hastanelerinde kendilerini Paşa, Napolyon gibi görenlerden farksızlar… O kitap için harcanan emeklere, kağıtlara, ödenen paralara yazık… Facebook sayfalarını kirletmelerine, insanların zamanını çalmalarına yazık…

Hiçbir teknik uygulamadan, duygusuz, anlamsız, bütünlük içermeyen, zorlama kelimeler, zorlama kafiyelerle dolu, ısrarla kendilerini tekrarlayan, anlamsız zıtlıkları süslü cümlelerle ve aynı konularda yazanlar var ki onlara “bırakın kardeşim şiir miir yazmayı, siz kendi işinize bakın” demek var. Ama “gönül kırmamak”, “şevklerini eksiltmemek” için kolay söylenmiyor. Söylenmeyince de şiire ve şaire haksızlık ediliyor… Üstelik şiirden anlamayanların “yağcılık” olsun diye yazılanları abartarak övmeleri ise dayanılacak gibi değil…

Bazı şiir sevdalısı genç arkadaşlar yazdıklarını değerlendirmem için gönderiyor. İçlerinde gelişme gösterebileceklere çeşitli önerilerde ve yorumlarda bulunuyorum. Ama bu önerileri dikkate alanların sayısı şiir gönderenlere göre yüzde bir civarında… Geri dönüp teşekkür edenlerin sayısı da aynı… Yani yüz şiir yazandan biri öğrenmeye açık, saygılı ve gelişme gösteriyor. Yani şiir yazdığını sanandan yüz kişiden doksan dokuzu, şair olamaz ve yazdıkları şiir değil… 
 
Bu anekdottaki Nazım gibi olmak gerek… Dosdoğru söylemek lazım… “Şiiri miri bırakın kardeşim, şair olacak insan ilk önce; öğrenmeye açık olur, kendini geliştirmeye çalışır ve saygılı olur… Yazdıklarınız şiir miir değil ve kendinizi kandırırken şiire ve şaire zarar veriyorsunuz, şiir yazmak zorunda değilsiniz ve haddinizi bilin”… Ama karşımızdakiler Orhan Kemal gibi değil ki ben de Nazım gibi katı olabileyim…

Yine de anlayan anlasın… Yazdım gitti işte…

Sırrı Çınar

sirricinar@sirricinar.com
Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder