Öğrenci koçu Özüm Bölükbaş Orujov’a
öğrenci koçluğunu sorduk:
Öğrenci Koçu: Özüm Bölükbaş Orujov
1. Öğrenci koçluğu nedir?
Koçluk kavramı 2000’li yıllarda Türkiye’de popülerlik
kazanmış bir alandır, özünde bireyin kendi farkındalığını sağlamasına destek
olmayı barındırır. Öğrenci koçluğu ya da eğitim koçluğu da bu anlamı ile
öğrenim yaşantısı içerisinde, özellikle 13 yaşından büyük bireye eğitsel alanda
destek sağlamaya yönelik bir hizmettir.
Öğrenci koçluğu çalışmaları içerisinde:
- bireyi tanıma,
- öğrenme yöntemlerini ve bireysel özelliklerini
ortaya çıkarma,
- etkili, sistemli ve verimli çalışmayı sağlama,
- başarıyı engelleyen unsurları ortadan kaldırma,
- özgüveni arttırma,
- eğitim kurumu, aile ve birey arasındaki uyumu
sağlama… gibi konular yer almaktadır.
2. Öğrenci koçunun
öğretmenlerden, rehberlik öğretmeninden, ebeveynlerden farkı nedir? Onların
yaptıkları da bir nevi koçluk mudur?
Aslında şüphesiz, öğrenciyi motive etmeye, başarısını
fişeklemeye yönelik çalışmalar, özünde koçluk barındırır ama, bu süreç
içerisinde öğrenciyi motive eden şeylerin ileriye dönük yarar ve zararları
tartışılır.
Hatta şu anda eğitimci alt yapısı olmayan, eğitim
kurumlarının ortamlarını solumayan ve çocukluk - ergenlik dönemi psikolojik
özelliklerini bilmeyen, öğrencilik dönemi ile ilgili fikir geliştiremeyen
sözde(!) koçların yararı en çok tartışılması gereken konudur. Bu anlamda asıl
eğitim koçluk hizmeti için koçun ciddi bir alt yapısı ve bilgi birikimi olması
gerekmektedir.
3. Başarısız bir öğrenci,
koçluk çalışmalarıyla başarılı bir öğrenci haline gelebilir mi?
Zaman zaman, özellikle veliler tarafından, koç ya da
uzman herhangi bir öğretmenden öğrenciyi elinde sihirli değneği ile dönüştüren
kişi olması bekleniyor. Bu elbette ki olası değildir. Aslında bu durumda
öğrenci koçundan beklenmemesi gerekenleri belirtmek daha yararlı olacaktır.
Öğrenci koçu öğrencinin yedi gün yirmi dört saatinin an ve an takipçisi olamaz
ve olmamalıdır. Öğrenci ve veli adına karar vermemelidir. Öğrencinin kısa sürede
mükemmel bir değişim, göz kamaştırıcı bir dönüşüm geçireceği fikrini ona
sunmamalı ve bu yalana hem aileyi hem de öğrenciyi inandırmamalıdır.
Bununla birlikte, çalışma yaptığım pek çok öğrenci
başarısız olduğu alan ve konuların farkına varmıştır, eksiklerini
tamamlamıştır, kendini tanımış, güçlü ve zayıf noktalarını ortaya çıkarmıştır,
ama bu öğrencinin hazır bulunuşluluğu, istek ve kararlılığı, ailenin konuya
müdahaledeki tutumu ile de doğru orantılıdır.
Bazen öğrencilerim, ailesinden inanılmaz baskılar
görür, hiç istemediği meslek alanlarına yönlendirilir, odaya kapatılıp
saatlerce zorla masa başında oturtulur ve başarının böyle elde edileceği
söylenilir.
Bazen de aile, öğrencinin okulunun adından sınıfına
kadar her şeyden habersiz, öğrencinin ilgi ve eğilimleri hakkında bilgisiz;
alabildiğine serbesttir, onunla iletişimi son derece zayıftır ve öğrenci koçu
artık öğrenci için aileden, sığınılacak limandan, dert ortağından
farksızlaşmıştır.
İşte bu noktada öğrenci koçunun görevini, öğrenci için
sunduklarını, öğrencinin isteklerini,
ailenin beklentilerini netleştirmek, sınırları belirginleştirmek
gerekmektedir. Başarı ancak böyle elde
edilir.
4. Öğrenciler neden
bir koça ihtiyaç duyar? Koçluk nerede devreye girer?
Çalıştığımız gruptaki birey, yaşı gereği ve aslında
haklı olarak ileriyi göremez, birkaç yıl sonra onu bekleyenlerden habersizdir
ve anın tadını çıkarmak ister.
Hedef belirlemede ya çok uzun süreler sonrasına sadece
hayaller ekler ya da çok dip noktalarda görüp kendini, karamsarlık taşır. Bu açmazlardan
biridir. Bu noktada ihtiyaç duymak kaçınılmazdır.
Açmazlardan diğeri de şöyle ki, bilindik şu tablo her
gün tekrarlanır… Öğrenci her gün okuldan eve gelirken, hatta sabah evden
çıkarken muhteşem kararlar alır, çalışmak için programlar yapar, listeler
hazırlar, o gün çalışacağı konuları belirler, yapması gerekenleri sıralar ve
eve adımını atar. Önce yemek yer, biraz dinleneyim der, sonra biraz dinlenir
biraz da bilgisayarı açayım der, biraz bilgisayarı açar sonra birkaç arkadaşımı
arayayım ve mesaj atayım der… der… der… Bu süreç böyle uzar gider. Sonra bir
bakar akşam diziler başlamış, izleyeyim de oturayım çalışmaya der ve işte orada
artık gün biter, uyku vakti gelir. Bu akıp giden zamanda öğrenilmesi gerekenler
yığılır, sınav dönemine doğru panik başlar, telaş artar.
Birçok öğrencim bu tablodan onlara bahsettiğimde acı
bir gülümseme taşır yüzünde, bense haklı olmamın omzumdaki yükünü.
İşte bu noktada koçluk devreye girer, birey kendini
ayakta tutacak, adeta hesap verecek birine gereksinim duyar. Öğrencilerimin
genellikle benzer bir ifadesi vardır ki, “kendim de biliyorum ama, siz olunca
yapıyorum hocam”. Anne babadan hemen tepki gelir: “Kendi biliyorsa yapsın o
zaman!” Annelere bunu şöyle söylüyorum,
“siz de besinlerden hangisi zararlı hangisi yararlı biliyorsunuz, ama her
pazartesi rejime başlıyorsunuz”, “biliyorsunuz ama, kontrol edemiyorsunuz”.
Sakın bundan, koç “yap” der, öğrenci “yapar” şeklinde
bir şey algılamasın. Gerçek koç bu
durumun fakında olarak ve bu farkındalık ile ne yapması gerektiğini öğrenciye
fark ettirir.
Bazı öğrencilerimde de genel kanı şu ki, “benim böyle
olduğumu yeni fark ettim”. “Kendimi tanıyamıyorum”. “Kendime söz
geçiremiyorum”. Benzer bir açmaz da burada var, gördüğünüz gibi ya da
“çalışıyorum ama sınavda yapamıyorum”, “öğrendiklerimin hepsini unutuyorum”,
gibi.
İşte koçluk hizmeti de bu noktalarda ihtiyaç
duyulmaktadır. Farkındalık süreci böyle başlar ve süreç ilerler.
5. Bir öğrenci koçu
öğrenciyle nasıl çalışır?
Aslında bunun için genel bir çalışma kriteri maalesef
yoktur, ama ben psikoloji ve eğitim konularında öğrenim görmem sebebiyle de
süreci daha bilimsel bir çerçeve de ilerletiyorum.
Öncelikle öğrenciyi tanımak için bazı test ve
envanterler uygulanır. Öğrencinin ilgi
ve yetenekleri belirlenir. Algılama tipi, mesleki eğilimleri gibi konular
açıklık kazanır.
Öğrenci ile yapılan görüşmelerde onun eksik yanlarının
da farkına varılır. Görüşmeler mutlaka raporlanmalıdır, değerlendirme formları
ile desteklenmelidir.
Eksik yönlerin tamamlanması ve başarı grafiğinin
artması için çalışmalar başlar, bir takip sistemi oluşturularak görüşme günleri
ve saatleri belirlenir. O zamana kadar tamamlanması gerekenlere, yapılacaklara
öğrenci ile karar verilir. Kişiye özel çalışma programı oluşturularak öz
disiplin sağlanmaya yardımcı olunur. Birlikte hareket etmek, uçuk ve
gerçekleşmesi olası olmayan programlar yapmamak büyük önem taşır.
Kısa süreli ve uzun süreli hedefler ve bu hedefleri
gerçekleştirmek için çalışmalar yapılır. Öğrencinin günümüzde sıklıkla
karşılaştığımız depresyon, panik atak, DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu), öğrenme güçlüğü…v.b durumları da varsa uzman psikolog ve
psikiyatristi ile senkronize çalışmak ciddi fayda sağlamaktadır. Zira birçok, sözde(!)
koç, bu durumlara kendi çözüm bulma yoluna gitmekte, geri dönülemez zararlar
ile öğrenciyi ve ailesini baş başa bırakmaktadır.
Aynı zamanda farklı derslere farklı çalışma
teknikleri, öğrenme ve algı tipine göre çalışma, soru çözüm, test tekniği, okuduğunu
anlama, bellekte tutma, sınav heyecanını orta seviyede tutma… gibi eğitsel
içerik taşıyan pek çok konuda çalışmalar gerçekleşir.
Bu çalışmalar içinde eksik noktaları belirlemek için
yüz yüze görüşmelerin dışında okul, dershane ziyaretleri, ev çalışmaları da
yapılmaktadır.
6. Öğrenci koçluğu
pahalı bir hizmet midir? Rakamlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Bu durum, öğrenci koçluğu yapan kişinin eğitim
düzeyine, kapasitesine, yapılan işe ve görüşme sayısına göre bile farklılık
göstermektedir. Seans ücreti şeklinde ya da aylık olarak
değerlendirilebilmektedir. Danışman görüşme ücretlerine yakın oranlardadır.
7. Ders çalışma ve
sınavlara hazırlık öğrencilerin iki temel problemi. Bu alanlarda nasıl
çalışıyorsunuz?
Temel problem, “öğrenmeyi öğrenmek”. Bu iki sorun
içerisinde de öğrenci kendini disipline etmekte zorlanmakta ve çalışmaya
nereden başlayacağı konusunda bocalamakta. Örneğin; lisede matematik konusunda
zorluk yaşayan bir birey, aslında ilköğretim matematik konusunda inanılmaz
eksikler taşımaktadır. Bunun farkındalığı ile eksikleri tamamlamak gerekir.
Bununla birlikte doğru çalışma ortamı oluşturmak,
derse uygun çalışma yöntemi geliştirmek, bilgiyi bellekte tutmak gibi
sıkıntılar da yaşamaktadır ve bunlarında üstesinden gelmesi gerekmektedir.
Çalışmalar içerisinde öğrenci bu farkındalıkla çalışma
sistemi oluşturmaya başlar, kendi yönlerinin farkına vararak uygun yöntemleri
geliştirir ve ders çalışmak onun için eziyet olmaktan çıkar ve başarı kaynağı
haline dönüşür.
Başlangıç noktasında, hedef belirlemedikçe de sınav
hazırlıklarında sıkıntılar yaşarız. Önünde ya okul için yazılı bir sınav, ya da
“at yarışına dönen” kendi gözünde büyüttüğü “büyük” sınavlar vardır. Bu
sınavlara, “büyük sınavlar” denilerek bir kere gözü korkutulur öğrencinin. “Binlerce
insanın girdiği sınav”, “öğrencilerin ter döktüğü sınav oturumları”, “bu
dershaneden şu kadar öğrenci sınavı kazandı” baskıları. Aslında onun dışında
etrafına örülen o kadar korku unsuru ve belirsizlik var ki… Veli de çoğu zaman
farkına varmadan bu yarışın en önüne iteklemeye çalışır öğrenciyi.
Bu durumların çözümüne yönelik de ayrı çalışmalar
yapılmaktadır. Öğrencinin ilgi ve yetenekleri dikkate alınarak hedef
belirlenir, bu hedefe yaklaşmak için olası kısa sürede ve uzun sürede
gerçekleşmesi gerekenler tespit edilir ve hepsinin gerçekçi olmasına dikkat
edilir.
Sınav anında heyecanı orta seviyede tutmaya yönelik
egzersizler yapılır, uygulamalar gerçekleştirilir. Bu dönem sözde (!)
eğitimcilerden ve koçlardan en çok duyduğum “sınav heyecanını yok edeceğim”
sözüdür. Bunu yapmayın! Eğer bir alanda heyecan tamamen ortadan kaldırılmaya
çalışılırsa orada verimden ve başarıdan en üst seviye de yararlanamazsınız.
Orta düzey bir heyecan başarı için önemli bir unsurdur. Belki burada yok
edilmesi istenen kaygıdır. Kaygının ise, fizyolojik ve psikolojik yanlarını
tespit etmek ve uygun çözümler sunmak gerekmektedir. Bu da yapılan çalışmalar
arasında yer alır.
8. Bir öğrenci koçu
olarak, öğrenci okurlarımıza 10 tavsiye istesek sizden.
Arka arkaya bunu yapın, şöyle olun şeklinde reçeteler
sunmak, tavsiyelerde bulunmak benim işimde de yer almaz, kişisel yaklaşımımda
da.
Üstesinden gelmekte zorluk yaşadıkları, çoğu zaman
kendi yaş özelliklerinin tadını bile çıkaramadıkları bir dönemdeler elbette.
Ama çıkmaz bir sokakta değiller. Yalnızca şunu söyleyebilirim bu konuda;
kendilerini tanımak, eksikleri saptamak için çaba gösterirlerse başarıyı daha
kolay elde ederler. Bunun için kendilerini ifade etmekten kaçmak, aile
desteğinden uzaklaşmak, uzman yardımından çekinmek hepten bocalamaya neden
olabilir.
9. Okurlarımız size
nasıl ulaşabilir?
Sosyal ağlardan Özüm Bölükbaş Orujov adı ile, ya da ozumbolukbas@yahoo.com mail adresimden
bağlantı kurabilirler.
10.Kısa bir biyografi.
1982 yılında Ankara’da öğretmen anne ve babanın
yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Çocukluktan itibaren eğitmenler, okullar ve
öğrencilerin içinde onların hayatına dair soru ve sorunların konuşulduğu
ortamda yaşadım. Üniversiteyi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okuyarak bitirdim. Yabancı dil eğitimimi, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda, Yüksek Lisansımı
Pedagoji Eğitimi alarak Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nde tamamladım.
Yurtdışı üniversiteleri ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı pek çok Psikoloji,
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ve Kişisel Gelişim alanlarında eğitime
katıldım, katılmaktayım.
10 yıldır pek çok eğitim kurumunda aldığım eğitimler
doğrultusunda öğretmenlik, eğitmenlik, rehberlik ve idarecilik yapmaktayım.
Evli ve iki çocuk annesiyim.
Söyleşi: Adem Özbay
ademozbaya@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder