Kitap: Kütüphanelere Hapsedilen Bir Suçlu!





Dostluk kavramının en çok yakıştırıldığı bir kelime olması itibariyle büyük bir öneme sahiptir kitap. Kitap, sıradan bir kelime değildir. Kendisine yüklenilen anlamların listesi çıkartıldığı zaman, ortaya çıkan tablo muhakkak şaşırtıcı olacaktır. Kitap, kimi zaman birilerinin en iyi sırdaşı olmuştur, kimilerinin hiçbir zaman gereksinim duymadığı bir garip... Kimilerinin kütüphanesine hapsettiği bir suçlu, kimilerininse kütüphanesinden başkalarına sunduğu özgür bir kuş...

Farklı bir dünya, sıra dışı bir dost, keşfedilmemiş bir hazine veya kapalı bir sandık... Bu tasvirler seni anlatmaya yeter mi acaba? Sen dedin de, aklıma geldi. İlk tanıştığımız gün beni çok etkilemiştin, şeker portakalı cildine bürünmüştün. Ardından çocuk kalbiyle çıkmıştın karşıma. Halen de farklı isimlere bürünerek ve farklı yazarlarla karşıma çıkmaktan bıkmadın. Senin bu bıkmaz, usanmaz tarzın beni de ateşledi ve ben de seni anlayıp yorulmaktan bıkmamaya karar verdim.

Senin adın da “kalem” kelimesinin ilk harfiyle başlıyor. İkinci olarak “inci” kelimesinin ilk harfiyle dökülüyorsun her satıra. Üçüncüsünde ”tane” kelimesinin ilk harfi gibi tane tane anlatıyorsun her şeyi. Dördüncüsünde “aydınlık” sözcüğünün ilk harfi misali aydınlatıyorsun dünyamı. Ve son olarak “parıldayan” kelimesinin ilk harfini kullanarak bitiriyorsun besteni. Birleşince bu harfler, ortaya çıkan melodinin adı: Kitap
Yüzyıllardan bu yana, insanların ellerinden düşmemek büyük bir başarı olsa gerek. Sen ne bir moda esirisin ne de hızla esip geçen bir rüzgâr... Yalnız senin ustalarının tutulduğu bir imtihan var. İşte en zoru da o. İmtihanı yapanın adı: Zaman.

Kitap ve zaman... Ayrılmaz ikili… Zamanın eskittiği kitaplar vardır. Bir de zamana meydan okuyan kitaplar mevcuttur. Değeri gün geçtikçe daha da artar. Tıpkı şişede duran şarap misali, gün geçtikçe tadına tat katar, değerine değer...

Dostluk kavramının en çok yakıştırıldığı bir kelime olması itibariyle de büyük bir öneme sahiptir kitap. Kitap, sıradan bir kelime değildir. Kendisine yüklenilen anlamların listesi çıkartıldığı zaman, ortaya çıkan tablo muhakkak şaşırtıcı olacaktır. Kitap, kimi zaman birilerinin en iyi sırdaşı olmuştur, kimilerinin hiçbir zaman gereksinim duymadığı bir garip... Kimilerinin kütüphanesine hapsettiği bir suçlu, kimilerininse kütüphanesinden başkalarına sunduğu özgür bir kuş...

Kitap, şimdilerde elektronik ortamlara ayak uydurmaya çalışıyor. Teknolojinin getirdiği yenilikleri ona da uyarlamaya çalıştılar. İnsanlar hala ellerinde kitap okumanın verdiği zevki bir monitöre bakarak alamıyorlar. Kitabın sayfalarını çevirmenin verdiği hazzı, klavyenin “ilerle” tuşuna basarak ilerlemeyle duyamıyorlar. Bir kitap ayracının verdiği estetiği bilgisayarda bulamıyorlar.

Kitap, özü itibariyle insanların vazgeçilmesi arasında yer almaya devam ediyor. Şeklen değişse de özünden ödün vermeden gelecek çağlara emin adımlarla ilerliyor. Koltuğunu sallayan internet teknolojisiyle başa çıkmaya çalışıyor. Fakat kendisinin de bir teknoloji ürünü olduğunu unutmadığı için teknolojiyle barışık yaşamaya özen gösteriyor. Bizden de ona gereken önemi vermemiz için, raflarından alınıp okunmayı ve okutulmayı bekliyor.


Hakan BİROL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder