2013 Yılında Yeni Bir Hayata Ne Dersiniz?




Yeni bir yıl, yeni ve beyaz bir sayfa açmak için size iyi bir fırsattır. Büyük başarılar mı gösterdiniz? O halde boşu boşuna hâlâ geçmişteki başarılarınızla övünerek gelecek zamanı zâyi etmeyin… Çok mu sıkıntılar çektiniz? Geçti, gitti… Demesi kolay belki… Ama geçti gitti işte… Artık yeni ve beyaz bir sayfa açmanın zamanı geldi de geçti… “Eski sayfalarınızı yırtıp atın” demiyorum, onları da en güzel bir köşede saklayın… Acısıyla, tatlısıyla hepsi de birer yaşam tecrübesi ansiklopedisidir onlar; hem de sadece size ait, size özel… Ama hayat devam ettiği sürece de yaşam kitabımızın ilerleyen sayfaları boş kalmasın… Boş kalarak sararmasın, kirlenmesin…

Ne olduysa oldu, ne geldiyse geçti başınızdan… Belki de büyük başarılar gösterdiniz… O zaman “aferin” deyin kendinize… Belki de çok mutlu anlar geçirdiniz… Gurur duyun başarılarınızla ve mutluluklarınızla… Belki de tam tersine çok üzücü olaylar yaşadınız, ağladınız, acı çektiniz… Ama eğer şu anda bu satırları okuyacak ve düşünecek derecede iyi hissedebiliyorsanız kendinizi, işte artık olan olmuştur, geçen geçmiştir, bunu kabul edin…

Ocak ayıyla birlikte yeni bir yıla daha girdik. Belki de iple çektiğimiz 2012 yılı, bir çırpıda gelip geçiverdi. Öyledir zaten… Geçmek bilmeyen zaman, aslında akıyordur kontrolsüzce, yükseklerden düşen şelale misali… Eskiler öyle derler ya : “Gençken zaman bir türlü geçmezdi. İhtiyarlayınca haftalar gün gibi, yıllar ay gibi geldi, geçti.” . Hatta bir şarkı vardır: “Baharı görmeden yaz geldi, geçti.” diye… “Konuyla ne alâka?” derseniz; bir yaştan sonra bakıyorsunuz ki, öylesine umutla beklediğiniz ve üzerine planlar yaptığınız yaşam dönemleri (çocukluk, gençlik, yetişkinlik, evlilik, askerlik, iş, v.b) daha ne olduğunu bile anlamadan geçmiş gitmiş…

Bugün 90’lık bir dedeye ya da nineye de sorsanız, hayattan pek de fazla bir şey anlamadan yılların akıp gittiğinden bahsedecektir size… Ne değerli bir mefhum şu zaman… Kuran’da bile Yüce Allah: ”Asra yemin olsun ki” diyerek zamanı baz almak suretiyle yemin ediyor. Varlıkların varlık sebebi Yüce Yaratıcımız, Âlim sıfatıyla, bildiklerimizin sonsuz ötesindeki bildikleriyle, zamanın ne derece önem arz ettiği mesajını veriyor bize…

Saatin yelkovanını, akrebini geriye çevirebilirsiniz, elektronik saatinizin ayarlarıyla oynayabilirsiniz ama nafile… İşte geriye döndürülemeyecek nadide mefhumlardan biridir zaman… O halde ne yapmalı? El cevap: Kıymet bilmeli! Nasıl bileceğiz peki? Çok kolay… Zamanın değerini bilme duygusunu içimize sindirerek, yüreğimizle hissederek ve aklımızla yöneterek… Oturun bir kenara; mümkünse sakin bir yer olsun… Birazcık zaman üzerine tefekküre dalın… Kaç yaşında olursanız olun, bu yaşınıza kadar geçen süreyi, bir film şeridi gibi geçirin zihninizden; doğduğunuzdan bu yana, aklınız erdiğinden beri, kafa ve yürek gözünüzle hayatı izlemeye başladığınız andan itibaren…

Yeni bir yıl, yeni ve beyaz bir sayfa açmak için size iyi bir fırsattır. Büyük başarılar mı gösterdiniz? O halde boşu boşuna hâlâ geçmişteki başarılarınızla övünerek gelecek zamanı zâyi etmeyin… Çok mu sıkıntılar çektiniz? Geçti, gitti… Demesi kolay belki… Ama geçti gitti işte… Artık yeni ve beyaz bir sayfa açmanın zamanı geldi de geçti… “Eski sayfalarınızı yırtıp atın” demiyorum, onları da en güzel bir köşede saklayın… Acısıyla, tatlısıyla hepsi de birer yaşam tecrübesi ansiklopedisidir onlar; hem de sadece size ait, size özel… Ama hayat devam ettiği sürece de yaşam kitabımızın ilerleyen sayfaları boş kalmasın… Boş kalarak sararmasın, kirlenmesin…

Yeni bir yılı kendi şaheseriniz yapmak için sizi kim tutar? Mazeret üretmek istersek, epeyce bir malzeme bulmamız mümkün… “Hava bozuk, para yok, bırakmıyorlar, izin vermezler, bana kızarlar, gülerler, gücüm yok” gibi mazeretler ve daha fazlasını üretmek için üzerimize hiç kimse yok… ”Ya olmazsa, ya başaramazsam, kötü sonuçlanırsa?” gibi sorular da zihninizin labirentlerinde amaçsızca gezinen birer bilye gibi dolaşabilir… Peki, ya olursa? Ya başarırsan? Ya iyi sonuçlanırsa? Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki, büyük başarıların altında büyük riskler yatar. Tarihe bakacak olursanız, büyük başarılar göstermiş komutanlar hiçbir zaman “ya olmazsa” dememişler, bilakis “olacak, olmalı” diyerek tüm imkânlarını seferber etmişler. “Ben komutan değilim ki…” demeyin… Evet, herkes bir komutandır. Herkes, kendisinin komutanıdır. Size düşen sadece emir vermek… Öyle bir emir vereceksiniz ki, beyniniz, zihniniz, yüreğiniz, ruhunuz ile birlikte tüm zerreleriniz, sizi hedefinize ulaştırmak için seferberlik ilan edecekler…
O halde 2013 yılını kendi şaheseriniz yapmaya ne dersiniz? Ne bekliyorsunuz? Haydi, kalkın ve girin hayatın içine…

Kaynak:selcukalkan.ncom


Atatürk’ten 50 Kişisel Gelişim İlkesi




Atatürk’ün karizmatik, devrimci, yenilikçi, vizyon sahibi bir lider olduğu konusunda çoğunluk hemfikir. Onun bu özellikleri o dönemin eğitim sisteminden ziyade kendi kendini yetiştirerek ve çok okuyarak kazandığını biliyoruz. Bu da demektir ki eğer bizde doğru yöntemi izlersek bu özelliklere sahip olabiliriz.

En Güzel Kişisel Gelişim Kartları

Genç Gelişim dergisi ekibi tarafından hazırlanan kişisel gelişim kartlarında; kişisel gelişim dünyasının en güzel sözleri yer alıyor.
Kişisel gelişimin önemini anlatan ve kişisel gelişim yolculuğunda başarı olmak isteyenler için hazırlana bu kartlarda başarılı olmak, mutlu olmak, hedefi olmak, iş hayatında başarılı olmak, bireysel gelişimi planlamak gibi bir çok konu hakkında özlü sözler yer alıyor. 
Bu güzel kişisel gelişim kartlarını sizler için paylaşıyoruz. Teşekkürler Genç Gelişim dergisi.






















Google'dan Herkes İçin Başarı Sırları



1. Müşteriye odaklanın; diğer her şey arkasından gelecektir. Birçok şirket kendileri için müşterilerinin öncelikli olduğunu iddia etse de çok azı hissedar değerini arttıracak küçük özverilerde bulunmanın çekiciliğine karşı koyabiliyor.

2.En doğrusu bir şeyi gerçekten, ama gerçekten çok iyi yapmaktır. Google'ın işi, arama. Bütün ekibimiz kendini mükemmel bir arama motoru oluşturmaya adamış durumda.

3. Hızlı olması yavaş olmasından daha iyidir. Google anında memnun etmeye inanır. Yanıtlara ulaşmak istiyorsunuz ve bunu hemen istiyorsunuz. Biz kim oluyoruz ki itiraz edelim?

4. İnternette demokrasi işe yarıyor. Google işe yarıyor, çünkü başka hangi sitelerin değerli içerik sunduğunu belirlemek konusunda internet sitelerini ziyaret eden on milyonlarca bireye güveniyor.

5. Bir yanıta gereksinim duymak için çalışma masanızda oturuyor olmanız gerekmiyor. PDA, mobil telefonlar ya da arabalar yoluyla... dünya giderek daha mobil hale geliyor ve sabit bir yerle sınırlanma isteğinden uzaklaşıyor.
 
                              

6. Kötülük yapmadan da para kazanabilirsiniz. Google bir işletmedir. Gelir kaynağımız şirketlere sunduğumuz arama teknolojisi ve reklâm satışlarıdır.

7. Oralarda bir yerde her zaman daha fazla bilgi var. Diğer arama hizmetlerinden daha fazla sayıda sayfa dizinledikten sonra, görseller ya da PDF dosyaları gibi doğrudan erişime hazır olmayan bilgilere odaklandık.
8. Bilgi gereksinimi bütün sınırları aşar. Google tüm dünyada bilgiye erişimi kolaylaştırıyor. Ara yüz yaklaşık 100 dile uyarlanabiliyor.

9. Üzerinizde takım elbise olmadan da ciddi olabilirsiniz. Kurucularımız arama dışında hiçbir konuda ciddi olmayan bir şirket oluşturmak istedi. İş, zorlayıcı ve eğlenceli olmalıydı.

10. Müthiş yeterince iyi değildir. Her zaman beklenenden fazlasını verin. Yenilik ve tekrar yoluyla, iyi işe yarayan bir şeyi alıyor ve onu beklenmedik bir şekilde geliştiriyoruz.

Dikkat: Çocuğunuza Okul Korkusu Aşılıyor Olabilirsiniz!




          Özellikle beklentilerin çeliştiği durumlarda çocuklarda okul korkuları oluşabilir. Örneğin ebeveyn, evde şu ifadeleri kullanabiliyor: “Sınıfta çok arkadaşın olacak ve istediğin gibi oynayabileceksin.”  

Oysa çocuk okula geldiği  ilk gün okul müdürü “sınıfta ve koridorlarda  oyun oynamak yasaktır. kalabalık birbirinizi yaralayabilirsiniz, oynayanı görürsem kızarım.”şeklinde uyarılarda bulunmak zorunda kalıyor. Bu durumda çocuğun beklentileri ile karşılaşılan durum arasındaki farkın öğrenciyi nasıl etkileyeceğini düşünün. Öyleyse ebeveynlerin söyledikleri ile okulun kuralları çatışmamalıdır.

         Bu boyutta  ailenin atacağı ilk adım, sınıfta ve okul koridorlarında okudukları kuralları çocukla paylaşmak olacaktır. Okulun ve sınıfın kurallarını yazalım. Ebeveynler bu kurallarla çelişen ifadelerden uzak durmalılar. Aksi takdirde evde söylenenle okulda söylenen birbirini tutmayacak ve öğrencide ister istemez tutarsızlıklar ve disiplinsizlikler oluşacak, zararı gören çocuk olacaktır.Söz konusu durum, öğrencinin okul başarısını %20 civarında etkileyecektir. 

Öyleyse, okul ve sınıf kurallarını bilelim ve  biz de ebeveynler olarak bu kurallara uyarak, çelişki yaratmamış olalım. Bu kurallar yaklaşık elli okuldan aldığımız veriler sonucunda  oluşturduğumuz ortak kurallardır. Ancak aynı kuralları ilke edinen  sayısız okuldan bahsedebiliriz. Matbu olarak hazırlanmış kuralları okula asan bir çok okul bulunmaktadır. Bunun yanında okulda bulunan öğrenci ve veli işbirliği ile oluşturulan kurallar vardır. Araştırmalarda okul çalışanları, veliler ve öğrencilerle oluşturulan kurallara bağlılığın daha fazla olduğu görülmüştür. Bu kuralların amacı uygun olmayan davranışları sınırlandırmak ve düzenli bir okul ortamı oluşturmaktır.

        Öğrenciyi sınırlamak, onun yeteneklerini kırıp, özgür ortamı bozmak değildir. Özellikle öğrenci velisinin bu kuralları eleştirmekten  uzak durmaları gerekmektedir. Çünkü bu kurallar uzun bir süreç içerisinde oluşturulmuştur. Kurallara etki etmek isteyen velilerin öğretmenlerle görüşmesi, okul ve sınıf toplantılarında söz almaları faydalı olacaktır. 

Dolayısıyla bu toplantı sonuçları okul idaresine ulaştığında söylenenler dikkate alınacaktır. Sınıf kuralları direkt öğretmeni ilgilendirdiğinden konu o anda çözülecektir. Bunun yanında özellikle çok zararlı ve öğrenci gelişimine ters yönde etki eden, kuralları hiçe sayan  veliler bulunmaktadır. Örneğin “Bu da ne demekmiş, çocuk koridorda neden koşmasın!” , “Çocuk sabah kalkamıyorsa derse nasıl zamanında gelsin!” , “Okulun çevresini para verdiğimiz hizmetliler temizlesin, çocuk da çevreyi istediği gibi kullansın!” , “Okulda istediği gibi cep telefonu kullansın, sakız çiğnesin, ne var bunda!” vs. Daha bunun gibi onlarca kuralı hiçe sayan sözler çocuğun yanında söyleniyorsa, çocuğun bilgi - beceri kazanma ve sosyal olma hakkı elinden alınıyor demektir. 

Bu durum, çocuğun okula olan güvenini kırar ve çocuk, ebeveynle okulun çatıştığını düşünür. Oysa ki bütün kurallar çocuktan yanadır.

        Ebeveynlerin hiçe saydığı kurallarla ilgili görüş ve düşüncelerini toplantılarda dile getirmeli ve bu kuralların niçin konulduğunu anlamaları gerekir. Bu kurallar okul kültürünü oluşturan etkenlerdir. Bir kurumun varlığında okul kültürü önemlidir. Bu kültür ve iklimin oluşmasında yönetici, öğretmen, veliler, öğrenci  ve diğer personel rol oynar; güçlü okul kültürü bu personelin ortak değer, norm ve inançlar etrafında birleşmeleri ile oluşur.

Kaynak: Çocuk Eğit

Mesnevi'den En Güzel 10 Hikaye



Filozofun Körlüğü

Kur'an okuyan biri, Mülk Suresi'nin son ayetini okuyordu. Yani, "Suyu kaynağından keser, yerin derinliklerinde gizler, kupkuru bir hale getirirse, Allahu Teala'dan başka kim tekrar getirebilir?!" ayeti­ni. Aşağılık ve hor bir felsefeci, okulun yanından geçerken bu ayeti duydu, hoşuna gitmedi. Dedi ki:
- Suyu külünkle biz çıkarırız. Bel ve kazma ile yerin ta dibinden kaynatırız.
Gece rüyasında bir adam gördü, aslan gibi güçlü ve kuvvetliydi. Felsefeciye bir tokat vurdu, iki gözünü birden kör etti.
- Ey kötü adam, dedi, eğer yapabiliyorsan, bu iki göz kaynağını da kazma ve külünkle nurlandır bakalım!
Felsefeci uyandı, baktı ki iki gözü de kör olmuş, görmüyor.
Ağlayıp inlese, tövbe ve istiğfar etseydi, Allah'ın lütfuyla gözleri tekrar görürdü. Fakat tövbe yolu bağlanmıştı.                                       
Kendine gel de, "Nasıl olsa tövbe ederim" diye günah işleme! Tövbeye de bir parlaklık gerek.


***

Hz. Musa (a.s.) Ve çoban

Hz. Musa yolda bir çobana rastladı. Çoban şöyle dua ediyordu:
- Ey kerem sahibi Rabbim, nerdesin ki sana kul köle olayım. Ça­rığını dikeyim, saçını tarayayım. Elbiseni yıkayayım, bitlerini kıra­yım. Ey Yüce Rabbim, sana süt ikram edeyim. Elini öpüp ayağını ovayım. Uyuma vakti gelince yerini silip süpüreyim. Bütün keçile­rim sana kurban olsun!
Çobanın bu şekilde saçma sapan konuştuğunu gören Hz. Musa:
- Kiminle konuşuyorsun, diye sordu.
- Bizi yaratan, bu yer ve göğü halk edenle, diye cevap verdi ço­ban.
- Yazık, sen daha Müslüman olmadan kâfir oldun. Bu ne saçma söz, bu ne küfür! Çarık, elbise ancak sana yaraşır. Bir güneşin bun­lara ne ihtiyacı var?! Allahu Teala'nın her şeye kadir olduğunu bili­yorsan nasıl oluyor da böyle hezeyanlarda bulunuyorsun? Allah (c.c.) böylesi hizmetlerden müstağnidir. Sen bu lafları kime söylüyorsun, amcana, dayına mı?! Büyüyüp gelişmekte olan süt içer. Ayağa muh­taç olan çarık giyer.                                     
Çoban:     
- Ya Musa, dedi, pişmanlıktan canım yandı.
Elbisesini yırttı, ah ü figan ederek çöle doğru yola düştü. Bunun üzerine Allahu Teala, Musa (a.s.)'a şöyle vahyetti:
- Kulumuzu bizden ayırdın. Ben herkese bir huy, bir ıstılah ver­dim. Onun için medh ü sena olan söz, senin için yergidir. Biz, temizden de münezzehiz, pisten de. Onların beni teşbih etmeleriyle münezzeh ve mukaddes olmam. Bununla kendileri temizlenirler.  Biz dile ve söze değil, gönle ve hale bakarız. Kalb huşu sahibiyse kal­be bakarız, söze değil. Ey Musa, edep bilenler başka, içi yanmış aşık­lar başka.
Musa (a.s.), Allahu Teala'dan bu itabı duyunca çöle düşüp çobanı aramaya başladı. Onun izlerini takip ediyordu. Nihayet onu buldu:
- Müjde, dedi, Allahu Teala'dan izin geldi. Gönlün nasıl istiyorsa öyle söyle!                                     
- Ey Musa, dedi çoban, ben o halde, o sözden geçtim. Şimdi be­nim halim söze sığmaz.
Allahu Teala'ya hamd etsen de, bu çobanın layık olmayan övüşü gibidir. Senin övüşün çobanınkine nispetle daha iyi olsa da, Allahu Teala'nın yüceliğine nisbetle onun da değeri yok. Allah'ı zikrediyor oluşunun makbul olması, O'nun rahmetindendir.

***

AğzınaYılan Kaçan Adam

Akıllı birisi, atına binmiş gidiyordu. Yol kenarında uyumakta olan birisinin de ağzına yılan kaçmak üzereydi. Atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi.
Tutup o adama kırbacıyla birkaç kere vurdu. Uyanan adam, dar­belerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. Oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. Atlı:
- Bunları ye, diye emretti.
- Beyim, dedi adam, ben sana ne yaptım. Eğer bana hakikaten kastın varsa, vur kılıcı öldür. Sana çattığım saat ne uğursuzmuş. Ne mutlu senin yüzünü görmeyene. Dinsizler bile kimseye sebepsiz böyle yapmazlar.
Bir yandan da lanetler okuyor, beddua ediyordu:
- Ya Rabbi, cezasını sen ver, diyordu.
Atlı ise onu dövüyor:                                                                           
- Koş, diyordu.
Atlı adamı epeyce bir zaman koşturdu. Nihayet adamın safrası kabardı, yediklerini kusmaya başladı. Bu arada yılan da çıktı. Adam yılanı görünce atlının ayağına kapandı:
-  Sen bir rahmet meleğisin, dedi, ne mübarek saatmiş ki seni gördüm. Sen beni analar gibi ararken ben eşekler gibi kaçıyordum. Durumu biraz olsun bilseydim sana bu kadar kötü sözleri söyler miydim?! Sükut ederek kızgın göründün, hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın. Bağışla!
- Eğer ben biraz olsun sana hali çıtlatsaydım derhal ödün patlar­dı, içindeki yılanı bilseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin. Sen bana söverken ben gizlice, "Ya Rabbi, işimi kolaylaştır" diye dua ediyordum.
İşte bu, akıllının düşmanlığıdır. Akıllının düşmanlığı, ahmağın dostluğundan yeğdir, denilmiştir. Peygamberler, halka içlerindeki yılanı göstermeye çalışır, insanlar ise onlara kötü sözler söylerler, hali anlamazlar.


***

Kör Dilenci

Kör bir dilenci vardı. Şöyle derdi:
- Ey ahali, bana acıyın, bende iki körlük var. O halde bana iki kat yardım edin.
Halktan birisi:
- Bir körlüğünü görüyoruz. Öbürü nedir, göster, dedi.
- Sesim çirkin, avazım kötü. Körlük ve ses çirkinliği iki kat kör­lüktür. Sesim yüzünden halkın bana acıması azalıyor. Kötü sesim nereye varırsa bana karşı öfke ve kin meydana getiriyor. Bu iki kör­lüğe siz de iki kat acıyın. Böyle hiçbir yere sığmayan kişiyi siz de gönlünüze sığdırın, hoş görün.                                                                
Bu sızlanma yüzünden halkın hepsi ona acımaya başladı. Sırrını söyleyince gönlünün güzel sesi, sesinin çirkinliğini örttü.
Böyle birisinin gönül sesi de çirkin olursa, bu üç kat körlüktür.

***

Hz. Musa (a.s.) Ve Buzağıya Tapan Adam

Hz. Musa, buzağıya tapanlardan birine şöyle dedi:
- Benden bunca mucize görmene ve benim böylesine güzel huylu olmama rağmen peygamberliğim hakkında yüzlerce şüphen var­dı. Sizi Firavun'dan kurtarmak için denizi yardım, kırk yıl gökten yemek indi, duam bereketiyle taştan ırmak aktı. Buna rağmen senin şüphe ve vehimlerin azalmadı. Fakat sihirli bir buzağı ses çıkardı, derhal secde ettin. Onun hakkında niye şüpheye düşmedin, vehme kapılmadın? Sence buzağı bir lafla tanrılığa layık oluyor da, benim peygamberliğimden şüpheye düşüyorsun ha? Yuh olsun sendeki ak­la!
Gönül aynası saf olmalı ki güzeli çirkinden ayırabilsin. Her cins, kendi cinsini çeker. Öküz, elbette bir buzağıyı tanrı sanır.

***

Ayının Dostluğu

Bir ejderha, bir ayıyı yakalamış parçalamaya çalışıyordu. Yiğit bir adam, yolda giderken ayının bağırmalarını duydu. Hemen koştu, her ne kadar ejderha daha güçlü idiyse de, o adamın hem gücü hem de hilesi vardı.
Ayı, ejderhadan kurtulunca Ashab-Kehfin köpeği gibi o adamın peşine takıldı. Adam hasta olup yere baş koyunca da ayı onu bırak­madı, başında beklemeye başladı. Oradan geçen birisi:
- Ey kardeş, dedi, bu ayıyla ne işin var? Adam, ejderha olayını anlattı. Bunun üzerine o şahıs:                       
- Ayıya güvenme, dedi, ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir.
-  Sen bunu hasedinden söylüyorsun. Ayıya bakma, bana olan sevgisine bak.
-  Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir. Benim bu hasedim onun sevgisinden iyidir. Gel benimle bir ol da o ayıyı uzaklaştır git­sin!                                                                                             
- Git başımdan hasetçi herif, kendi işine bak!                        
- Ben bir ayıdan daha aşağı değilim ya. Başına bir şey gelecek di­ye yüreğim titriyor. Sakın böyle bir ayı ile ormana gitme!
Bu sözler adamın kulağına girmedi:
- Git başımdan, dedi.
- Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen kendine iyilik etmiş olursun.
- Uykum geldi, beni bırak, işine git!
- Benim gibi bir dosta uy da, himayemde uyu. Adam:
- Bu galiba bir katil, diye düşündü, uyuyunca beni öldürecek. Ya da benden bir şey umuyor, bir dilenci.
Adamın yola gelmediğini gören nasihatçi kızarak ve içinden "La havle..." diyerek oradan ayrıldı.
- Ben ona ciddiyetle nasihat ettim, o ise benden daha kötü şüp­helendi, diye düşündü.
Adam da uyuyakaldı. Yüzüne sinek konuyor, ayı da onu kovalı­yordu. Sinek kovulunca kalkıyor, fakat inadına tekrar aynı yere konuyordu. Bu böyle sürüp gitti. Ayı, sineğe kızdı, gitti kenardan ko­ca bir taş getirdi. Sineğin yine adamın yüzüne konmuş olduğunu gö­rünce, o koca taşı sineğe fırlattı. Taş, uyuyan adamın yüzünü param­parça etti.
Ahmağın sevgisi, ayının sevgisidir. Kini sevgisi, sevgisi kinidir. Ahdi gevşek, sözü büyük, vefası zayıftır.

***

Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Âmâ Adam

Allahu Teala, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e şöyle vahyetti:
-  Kör, Hakk'ı diliyorsa, onun yoksulluğu yüzünden gönlünü kırmak yaraşmaz. Sen, halk büyüklerinden öğrensin diye onları irşad etmek istiyorsun, onların dine yardımcı olacaklarını, onlar sayesinde İslam dininin her tarafta yayılacağını düşünüyorsun. Bu yüzden de hidayet isteyen körden yüz çevirdin, onun konuşmasından sıkıldın. Onun dostlarından olduğunu, vaktinin de geniş olduğunu hatırladın. Fakat bu bir tek kör, yüzlerce Kayzer'den yeğdir. Gönlü aydın kör gelince kapıyı kapama.
Hz. Peygamber s.a.s. dedi ki:
- Benim peygamberliğime Allah c.c. şahit, bu yeter. Yarasaların nefretinden de anlaşılıyor ki ben Allahu Teala'nın parlak bir güneşi­yim. Hırsız geceyi ister, gündüzü değil. Ben, cihanda parlayan gün­düzüm.

***

Calinus Ve Deli

Calinus, etrafındaki dostlarına:
- Bana filan ilacı verin, dedi. içlerinden birisi:
- Ey üstad, dedi, bu ilacı delilik için verirler. Delilik ise senden uzak.
- Bana bir deli baktı, dedi Calinus. Bir müddet yüzümü seyretti. Bana göz kırptı, sonra yenimi yakamı yırttı. Onunla bir münasebe­tim olmasaydı nasıl olur da yüzünü bana çevirirdi?! Benim onunla bir ilgim olmasaydı, nasıl olur da gelir bana çatardı?! iki kişi uzlaştı mı, aralarında ortak bir özellik var demektir. Kuş ancak kendi cinsinden olan kuşlarla uçar. Kendi cinsinden olmayanla sohbet, adeta mezara girmedir.


***

Leylek Ve Karga

Hikmet sahiplerinden biri şöyle anlattı:                                    
- Kırda bir karga ile leyleğin birlikte koşup uçtuklarını gördüm. Hayret ettim, bakalım aralarındaki ortak özelliğe ait bir emare bula­bilir miyim diye onları izledim. Yanlarına yaklaşınca gördüm ki iki­si de topal.



 ***

Bahçıvanla Kuru Ağaç

Bahçıvan, bahçedeki kuru bir ağacı kesmeye koyuldu. Ağaç:
- Ey yiğit, dedi, suçsuz yere benim başımı niye kesiyorsun?
- Sus, dedi bahçıvan, kuruluğun suç olarak yetmez mi?!
- Ben doğruyum, eğri değil. Niçin günahım yokken beni kesi­yorsun?
- Mübarek bir şey olsaydın, yaş olsaydın da keşke eğri olsaydın.
Doğruları söylüyorum diye övünme, bu doğrularda ab-ı hayat var mı, ona bak!


Abdüllatif Erdoğan



Türkiye'de Yayınlanmış En İyi Kişisel Gelişim Kitapları



Abraham Maslow, “İnsan Olmanın Psikolojisi”, Türkçesi: Okhan Gündüz, Kuraldışı yayıncılık, İstanbul, 2001.
Adam Burke, “Pocket Guide To Self Hypnosis”, Book Faith India, India, 2000.
Adem Özbay ve Cengiz Erengil, “NLP Sözlüğü”, Armoni Yayıncılık, İstanbul 2004.
Anthony Robbins, “Sınırsız Güç”, Çeviri. Mehmet Değirmenci, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1993.
Anthony Robbins, “Bir Dosttan Pusulalar”, Çeviren: Mehmet Değirmenci, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1996.
Arman Kırım, “Mor İneğin Akıllısı”, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003.
Ayseli Usluata, “İletişim”, İletişim Yayınları, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, İstanbul.
Belleruth Naparstek, “Altıncı Duyunuz”, Türkçesi: Yasemin Tokatlı, Beyaz yayınları, İstanbul, 1998.
Barry Farber, “Başarılı Olma Yolları”, çeviren: Ayşegül çetin Tekçe, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2002.
Carol A.O’Connor, “Successful Leadership”, Barron’s, Great Britain, 1997.
Cengiz Eren , “İçerik Sizi Düşünmek” , Beyaz Yayınları , İstanbul , 1999.
Cengiz Erengil, “Budizm”, İnsan Yayınları, İstanbul, 2004.
Cengiz Erengil, “Krishnamurti ve Philosophia”, Ayna Yayınevi, İstanbul, 2002.
Cengiz Erengil, “Meditasyon-Tüm Yönleri ve Uygulamalarıyla”, Lamure Yayın Grubu, İstanbul, 2004.
Cengiz Erengil, “NLPMetre”, Akis Kitap, İstanbul, 2005.
Cengiz Erengil ve Adem Özbay, “6.Hissi Geliştirmek-Sezgisel Biçimi Eğiterek”, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2004.
Cengiz Erengil ve Adem Özbay, “Kişisel Gelişim Rehberi”, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2005.
Cengiz Erengil ve Adem Özbay, “NLP ve Vizyoner Liderlik”, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2005.
Charles Margerison, “Nasıl Bir Yöneticisiniz?”, Türkçesi: Yakut Güneri, İlgi Yayıncılık, İstanbul, 1989.
Charles Rycroft, “A Critical Dictionary of Psychoanalysis”, Penguin Books, London, 1995.
Chiristine E.Bingaman, “Etkili Sunuş”, Çeviren: Erhan Tuskan, Rota yayın, İstanbul, 1993.
Dadi Janki, “Bilgelik İncileri”, Çeviren: Zeynep Bengü, Beyaz Balina Yayınları, İstanbul, 2002.
Daniel Goleman, “Duygusal Zeka”, Çeviren: Banu Seçkin yüksel, Varlık Yayınları, İstanbul, 2003.
Daniel Goleman, Richard Boyatzıs ve Annie McKee, “Yeni Liderler”, türkçesi: Filiz Nayır-Osman Deniztekin, Varlık Yayınları, İstanbul, 2003.
Daniel M.Shea and Michael John Burton, Campain Craft, Praeger Publishers, United States of America, 2001.
David Cotton, “Keys To Management”, Llongman, England, 1997.
David J. Schwartz, “Büyük Düşünmenin Büyüsü”, Çeviren: Tanol Türkoğlu, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1999.
David Molden , “NLP Business Master Class” , Pearson Education Limited , London , 2001.
Di Kamp , “Mükemmel Eğitimci-Eğitimde NLP’yi Uygulamak” , Türkçesi : Fatma Can Akbaş , Kariyer Yayıncılık , İstanbul , 2004.
Doğan Cüceloğlu, “Anlamlı ve Coşkulu Bir Yaşam İçin-Savaşçı”, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2001.
Doğan Cüceloğlu, “İnsan İnsana”, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 1984.
Doğan Cüceloğlu, “İyi Düşün Doğru karar Ver”, Sistem yayıncılık, İstanbul, 1998.
Doğan Cüceloğlu, “Savaşçı”, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2001.
Earlene F.Gleisner, “Gündelik Yaşamda Reiki”, Çeviren: Cengiz Erengil, Alkım Yayınevi, İstanbul, 2003.
Erica Guilane Nachez, “İletişim mi? Kolay!”, Çeviren: Gülşah Ercenk Abdelhadifi, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003.
Ernst&Young İnsan Kaynakları, “Düşünceden sonuca İnsan Kaynakları”, Editör: Figen Tahiroğlu, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2002.
Erol Mutlu, İletişim Sözlüğü, Ark Yayınevi, Ankara, 1994.
Faruk Türkoğlu, “Kişisel ve Kurumsal Değişim Kültürü”, Arıtan Yayınevi, İstanbul, 2000.
Frank S.Caprio and Joseph R.Berger, “Helping Yourself With Self-Hypnosis”, Warner Books Edition, New York, 1983.
George W.Fotis, “Kişisel Etkinizi Geliştirin”, Çev:Ahmet Ünver, Rota Yayın, İstanbul, 1998.
Gillian Butler and Freda McManus, “Psychology A Very Short Introduction”, Oxford University Press, New York, 2000.
Gillian Butler ve Freda McManus, “Psikoloji’nin ABC’si”, Çeviren: Zeliha İyidoğan Babayiğit, Kabalcı yayınevi, İstanbul, 1998.
Gisela Hagemann, “Motivasyon El Kitabı”, Çeviren: Göktuğ Aksan, Rota Yayın, İstanbul, 1995.
Hâce Han, “İslam Hikmeti”, Çeviren: Cengiz Erengil, İnsan Yayınları, İstanbul, 2004.
Harry Alder and Beryl Heather , NLP in 21 Days” , Piatkus , London , 2003.
Harry Alder ve Beryl Heather, “21 Günde NLP” , Türkçesi : Fatma Can Akbaş , Kariyer Yayıncılık , İstanbul , 2001.
Harry Alder , “Yöneticiler İçin NLP” , Çeviren : Tevfik Ertan , Sistem Yayıncılık , İstanbul , 2002.
Harry Alder, “NLP-Yüksek Performansa Ulaşmanın Yeni Bilimi ve Sanatı”, Çeviren: Zarife Biliz, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003.
Harry Alder, “Sağ Beyin Yöneticisi-Kişisel ve Mesleki Başarıya Ulaşmada Beyin Gücünü Etkin Kullanma”, Türkçesi: Fatma Can Akbaş, Kariyer yayıncılık, İstanbul, 2000.
Harvard Business Review Dergisi, “Değişim”, Çeviren: Meral Tüzel, MESS Yayın, İstanbul, 1999.
Henry Eastman Bennett, “Psychology and Self Development”, Gınn and Company, Boston, 1923.
Howard Haas ve Bob Tamarkin, “İnsan Lider Doğmaz”, Türkçesi: Sinan Köseoğlu, Beyaz Yayınları, İstanbul, 2000.
Ian McDermott and Wendy Jago, “The NLP Coach” , Piatkus , London , 2003.
Ian McDermott and Wendy Jago, “NLP Koçluğu” , Türkçesi : Fatma Can Akbaş , Kariyer Yayıncılık , İstanbul , 2003.
Ian McDermott ve Wendy Jago, “İçsel Koçluk”, Türkçesi : Halil Tunalı, Kariyer Yayıncılık, İstanbul, 2005.
Isabel Werner, “Liderlik ve Yönetim”, Çeviren: Vedat Üner, Rota Yayın, İstanbul, 1993.
“İş Görüşmelerinde Sizi Hedefe Götürecek 160 Soru”, Capital, Omaş Ofset A.Ş, (0 212 6290103)
Jack Canfield ve Mark Victor Hansen, “Başarma Cesaretini Gösterin”, Çeviren : Semra Kunt, HYB Yayıncılık, Ankara, 2000.
Jack Canfield ve Mark Victor Hansen, “İkinci Porsiyon Tavuk Suyuna Çorba”, Çeviren : Gülder Tümer, HYB Yayıncılık, Ankara, 1999.
Jack Canfield, Mark Victor Hansen ve Patty Hansen, “Tavuk Suyuna Çorba – Yüreğinizi Isıtacak Seçme Öyküler”, Çeviren : Gülder Tümer, Ankara, 1998.
Jeffrey J. Fox, “CEO Olmaya Giden Yol”, Çeviren : Teoman Akben, Alteo Ltd., İstanbul, 2003.
Jeffrey J. Fox, “Yağmurcu Olmaya Giden Yol”, Çeviri : Derya Atakan, Nokta Yayıncılık, İstanbul, 2004.
Jiddu Krishnamurti, “Zihin ve Düşünce Üzerine”, Çeviren: Cengiz Erengil, Ayna Yayınevi, İstanbul, 1999.
Jill Dann, Emotional Intelligence In A Week, Hodder & Stoughton, Great Britain, 2002.
Jim Dornan, “Başarı İçin Stratejiler”, Çeviren: İdil Güpgüpoğlu, Sistem yayıncılık, İstanbul, 1995.
John Adair, “Effective Time Management”, Pan Books, London, 1988.
John C. Maxwell, “Kazanan Tutum”, Çeviren: Ulaş Kaplan, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1996.
John C. Maxwell, “Liderlik Nitelikleri”, Türkçesi: İbrahim Şener, Beyaz Yayınları, İstanbul, 1999.
John C. Maxwell, “Başarı Yolculuğu”, Çeviren: Osman Akınhay, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2001.
John R. Schermerhorn and David S. Chappell, “Introducing Management”, Wiley, USA, 2000.
John Scott and Arthur Rochester, “Managing People”, Warner book, London, 1992.
John Scott and Arthur Rochester, “What Is A Manager”, Sphere Books, Great Britain, 1984.
John White, “Aydınlanma Nedir”, Çeviren: Cengiz Erengil, Ayna Yayınevi, İstanbul, 2002.
Josef Kirschner, “Güçlerinizi Kullanmayı Öğrenin”, Çeviren: Aydın Arıtan, Arıtan Yayınevi, İstanbul, 1997.
Joseph  Sinclair and Stephen Bray, “An ABC of NLP” , Redwood Books , England,  1998.
Joseph O’Connor and John Seymour , “Introducing NLP” , Element , London , 2002
Joseph O’Connor ve Ian McDermott, “NLP’nin İlkeleri” , Çeviren : Demet Uyar Ezerler , Sistem Yayıncılık , İstanbul , 2001.
Joseph O’Connor and Ian McDermott , “ Way of NLP”, Thorsons , London , 2001
Joseph O’Connor , “NLP Workbook” , Element , London , 2002
Joseph V. Quigley, “Vizyon-Oluşturulması, geliştirilmesi ve Korunması”, Çeviri: Berat Çelik, Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 1998.
Kenneth Blanchard ve Robert Lorber, “Bir Dakika Yönetimi Uygulaması”, Tercüme: Mehmet Özcan, Acar Matbaacılık, İstanbul, 1995.
Kenneth Blanchard ve Spencer Johnson, “Bir Dakikalık Yönetici”, Çeviren: Yıldız Asaf Arın, Cenajans Reklamcılık.
Liz Hodkinson, “Kişisel Gelişim Rehberi”, Çeviri: Betül Çelik, Chiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 2003.
Louis Proto, “İçinizdeki İnce Siz”, Çeviri: Nevzat Erkmen, Söz Yayın, İstanbul, 1998.
Louis Proto, “Mutlu Olma Sanatı”, Türkçesi: Canan Eyi, Gün Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Margaret palmer, “Performans Değerlendirmeleri”, Çeviren: Doğan Şahiner, Rota Yayın, İstanbul, 1993.
Margaret Palmer ve Beverly Hyman, “Yönetimde Kadınlar”, Çeviren: Vedat Üner, Rota Yayın, İstanbul, 1993.
Marie-Louise Neubeiser, “Liderlik ve Büyü”, Yayıma Hazırlayan: Veli Karagöz, Evrim yayınevi, İstanbul, 1996.
Mary Anne Moffitt, “Campaign Strategies and Message Design, Praeger Publishers, United States of America, 1999.
Max Landsberg, “Koçluğun Taosu-İş Yaşamında Liderliğin Bir Adım Ötesine Geçmek”, Çeviren: H.Betül Çelik, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Melih Arat (Editör), “Değişimin Liderleri-İş Dünyasının 21. Yüzyıla Hazırlayan Liderlerin Bilinmeyen, Değişim ve Liderlik Deneyimleri”, Mavi Kitaplar, İstanbul, 2001.
Mihaly Csikszentmihalyi, “İyi İş-Liderlik, Mutluluk ve Anlam Oluşturma”, Çeviren: Ahmet Kardam, MESS Yayın, İstanbul, 2004.
Mo Shapiro , “Neuro Linguistic Programming in a Week” , Hodder and Stoughton , London , 2002.
Mo Shapiro, “1 Haftada NLP-Yedi Günde Yaşamınızı Değiştirin”, Çeviri: Cengiz Erengil, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2004.
Mo Shapiro, “Bir Haftada Başarılı İş Görüşmeleri-Succeeding at Interviews in a Week”, Çeviren: Füsun Kürüm, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1997.
Münir Arıkan, “NLP-Beyinsel Diller Programlaması-Tüm Yönleri ve Uygulamalarıyla”, Lamure Yayın Grubu, İstanbul, 2004.
Nejat Sezik, “Kişisel Gelişim El Kitabı”, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2002.
Nejat Sezik “Değişim Kuşağındakiler-Kişisel Gelişim Öncüleri”, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2002.
Nil Gün , “NLP Zihninizi Kullanma Kılavuzu” , Kuraldışı Yayıncılık , İstanbul , 2001.
Nil Gün , “NLP ile Satış ve Pazarlama” , Kuraldışı Yayıncılık , İstanbul , 2002.
Nuran Yıldız, “Türkiye’de Siyasetin Yeni Biçimi Liderler, İmajlar ve Medya”, Phoenix Yayınevi, Ankara, 2002.
Nüvit Osmay, “İnsan Mühendisliği-Hayat Karşısında İnsan Kendisi ve Çevresi”, Fahrettin Telseren Yayınları, Atlas Pazarlama, 1994.
Og Mandino, “Dünyadaki En Büyük Satıcı”, Çeviren: Ayşe Bilge Dicleli, Boyner Holding Yayınları, İstanbul, 1997.
Oğuz Saygın, “Değişim Rüzgarları”, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Oğuz Saygın, “Hayatın İçinde Kişisel Gelişim”, Pozitif, İstanbul, 2004.
Oğuz Saygın, “Negatif Limanlardan Pozitif Sulara”, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2003.
Ömer Faruk Reca, “Acıların İçinde Başarıyı Yakalayanlar-Sıfırdan Zirveye Çıkanlar”, Akis Kitap, İstanbul, 2005.
Paul Adams, “The New Self-Hypnosis”, Wilshire Book Company, california, 1974.
Peter Fleming, “Negotiating In A Week”, Hodder & Stoughton, Great Britain, 2002.
Peter L. Hirsh, “Tutkuyla Yaşamak”, Türkçesi: Tayfur Keskin, Beyaz yayınları, İstanbul, 1998.
Richard Bandler ve John Grinder , “Prenslere Dönüşen Kurbağalar” , Çeviren : Osman Akınhay,Alfa Basım Yayım , İstanbul , 1999.
Richard J.Dunsing, “Toplantı Sanatı”, Türkçesi: Fatoş Dilber, İlgi Yayıncılık, İstanbul, 1989.
Robert E.Ornstein, “Yeni Bir Psikoloji”, Çevirenler: Dr.Erol Göka ve Feray Işık, İnsan yayınları, İstanbul, Üçüncü baskı: 2001.
Robert Heller, “Effective Leadership”, Dorling Kindersley, London, 1999.
Robert Slater, “Jack Welch ve General Electric’in Yolu-Efsanevi CEO’nun Yönetim Anlayışı ve Liderlik Sırları”, Türkçesi: Türkan Arıkan ve Saadet Özkal, Literatür yayıncılık, İstanbul, 2000.
Robin Prior and Joseph O’Connor, “NLP and Relationships”, Element, Great Britain, 2002.
Robin Prior ve Joseph O’Connor, “NLP ve Karşı Cinsle İlişkiler”, Türkçesi : Selim Yeniçeri, Beyaz Yayınları, İstanbul, 2000.
Roger N.Walsh ve Frances Vaughan, “Ego Ötesi”, Çeviren. Halil Ekşi, İnsan Yayınları, İstanbul, 2001.
Ron Johnson, “Kusursuz Ekip Çalışması”, Türkçesi: Füsun Doruker, Altın Kitaplar, İstanbul, 1999.
Ronald Barthes, “Göstergebilimsel Serüven”, Çevirenler:Mehmet Rifat ve Sema Rifat, Yapı Kredi yayınları, İstanbul, 1993.
Ronald barthes, “Yazı Nedir?”, Yayına Hazırlayan: Enis Batur, Hil Yayın, İstanbul, 1987.
Seth Godin, “Permission Marketing – İzinli Pazarlama”, Çeviren : Murat Ermert, İstanbul, 2001.
Seth Godin, “Purple Cow”, Penguin Books, England, 2002.
Seth Godin, “Mor İnek”, Çeviren : Serpil Demirci, Elma Yayınevi, Türkiye, 2003.
Shakti Gawain, “Yaratıcı İmgeleme”, Çeviren: Semra Ayanbaşı, Akaşa Yayın, İstanbul, 2002.
Sharon Labell, “İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar-Yeni Bir Epiktetos Yorumu”, çeviren: Cengiz Erengil, Alkım Yayınevi, İstanbul, 2003.
Sheila Dainow , “Kendi Danışmanınız Olun” , Çeviren : Derya Kaptan , Rota Yayın , İstanbul , 2000.
Sheldon Eisenberg ve Daniel Delaney, “Psikolojik Danışma Süreci”, Çeviren: Dr.Nihal Ören ve Mehmet Takkaç, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1993.
Shirley Maclaine, “Going Within-A Guide for Inner Transformation”, Bantam Books, USA, 1990.
Shirley Maclaine, “Dışarıda Hiçbir Şey Var”, Türkçesi: Semra Ayanbaşı, Akaşa yayın, İstanbul, 1992.
Stephen R. Covey , “The 7 Habits of Highly Effective People-Restoring The Character Ethic” , Pocket Books , Great Britain , 1999
Stephen R. Covey , “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” , Türkçesi : Gönül Suveren – Osman Deniztekin , Varlık Yayınları , İstanbul , 2002.
Stephen R. Covey , “First Things First” , Simon and Schuster UK Ltd , Great Britain , 1999.
Stephen R. Covey , “Önemli İşlere Öncelik” , Türkçesi : Osman Deniztekin , Varlık Yayınları , İstanbul , 2000.
Stephen R. Covey , “Etkili Ailelerin 7 Alışkanlığı” , Türkçesi : Selim Yeniçeri , Beyaz Yayınları , İstanbul , 1999.
Stephen R. Covey, “8’inci Alışkanlık – Bütünlüğe Doğru”, Çevirenler : Sezer Soner ve Çağlayan Erendağ, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2005.
Sidney Rosen, My Voice Will Go With You, Norton Company, New York, 1991.
Steve Andreas ve Charles Faulkner , “NLP Başarının Yeni Teknolojisi” , Türkçesi : Alican Azeri , Yayın Yönetmeni : Tamer Dövücü , Beyaz Yayınları , İstanbul , 2001.
Sue Knight , “Uygulamalarla NLP” , Çeviren : İpek Görkey Taffe , Editör : Turgay Biçer , Sistem Yayıncılık , İstanbul , 2001.
Tad James and Wyatt Woodsmall , “Time Line Therapy and The Basis of Personality” Meta Publications , United States of America , 1988.
Tamer Dövücü , “Türkiye’den NLP ve Sibernetik Uygulamaları” , Beyaz Yayınları , İstanbul , 1999.
Tanses Gülsoy, “Reklam Terimleri ve Kavramları Sözlüğü”, Adam yayınları, İstanbul, 1999.
Thomas Gordon, “P.E.T In Action-The Newest and Most Complete Guide To Parent Effectiveness Training”, Bantam Book, USA, 1987.
Trudy Heller, “Yönetimde Kadın Erkek”(“Women and Men as Leaders in Business, Educational and Social Service Organizations”), Türkçesi: Işın Tuzcular, Altın Kitaplar, İstanbul, 1997.
Turgay Biçer , “Yaşamda ve Sporda Doruk Performans” , Sistem Yayıncılık , İstanbul,1997.
Ulaş Bardakçı, “Başarının Olmayan Rotası”, Rota Yayınları, İstanbul, 1998.
Ullrich Sollmann ve Roderich Heinze, “Vizyon Yönetimi-Önceden Düşünülmüş Başarı”, Yayıma Hazırlayan: Veli Karaöz, Evrim yayınevi, İstanbul, 1995.
Ünsal Oskay, “Çağdaş Fantazya”, Der Yayınları, İstanbul.
Yaprak Özer, “Liderlik Yönetim Türkiye”, Hayat yayıncılık, İstanbul, 2001.
Walter J. Wadsworth, “Liderlik”, Türkçesi: E. Sabri Yarmalı, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 1999.
Wendy Grant, “Kontrol Sizde Mi-Hayatlarının Kontrolünü Ellerinde Tutmak İsteyenlerin El Kitabı”, Çeviren: Dr. Hande Gürel, HYB Yayıncılık, Ankara, 1998.
William W. Hewitt, “Yeni Başlayanlar İçin Hipnoz”, Çeviri : Pınar Savaş, Alfa, İstanbul, 2003.
Z. Beril Akıncı, “Kurum Kültürü ve Örgütsel İletişim”, İletişim Yayınları, İstanbul, 1998.