Çirkin Öten Kuşlar Üzerine




"Eğer ötüyorsa bir kuş," der budala, "güzel ötmelidir ki onu dinlemeye ayırdığım zamana değsin." Halbuki soruyorum size, çirkin öten kuş, gerçekten çirkin mi ötmektedir yoksa güzel öten kuşla arasındaki fark ne güzel ötmek ne de çirkin ötmek değil ama aslında sadece ötmek midir? Başkasının kulağını düşünmeden öten kuş, kendi kulağının güzelliğine ötüyordur. Ve şu halde tekrar soruyorum size, çirkin yaşam dediğiniz şey gerçekten çirkin yaşam mıdır yoksa güzel yaşamla arasındaki fark sadece yaşam olması mıdır?

Zayıflar güzellik peşinde koştururlar fakat güzelliğin kendinden içre olduğunu bilir güçlü olan. Ardında koştuğu şey kendisidir tıpkı hayatı kovalayan ölüm gibi. Gözünü kapatıp öpüşen iki aşık gibi, yaşam da istemez görerek ölümü sevmeyi. Ona olan sevinci kendine olan sevincini yıkmış, onu çürüyen bir bedene çevirmiştir artık. Ne güzeldir çürümekte olduğunu bilenin bilgeliği.

Varolduğundan utanıyor olan kimse, sürekli bir hakim karşısında gibidir. Her hareketinde kendisini yargılar ve sorar "hapishanemin anahtarını yutan ben miyim, yoksa o mu yuttu beni?"
Sordukça anlar ve anladıkça sorar. Zira anlayan kişi, varoluş utancıyla mutlu olan kişidir.

Su, ateşe düşmanlığından değil tene duyduğu dostuktan dolayı yarayı iyileştirir. Yarasını seven suyu da sever ve demek ki, suyu arzulayan yarayı da arzular. Ötmeyi arzulayan çirkin sesli kuş, ağaçlara olan dostluğundan ötüyordur, yoksa kimseye kötü bir senfoni borçlu değildir elbette.

Şu halde, dostu uğruna çirkin öten kuş ile anlamak uğruna çirkin yaşayan insan aynı değil midir? Çirkine çirkinliğini söyleyen göz müdür yoksa ağız mı? Göz gördüğünden mutluysa ağzın haddine düşen nedir peki? Halbuki, ışık hiç yakmış mı gözleri, eğer güneşe bakmıyorsa kişi? Ağız kokmuş mu hiç bağırsak gibi, eğer tatmamışsa çalıdaki böğürtleni?

Doğru söyleyen yanlış anlaşılmaktan korktuğu gün, tüm doğrular yargılanmış demektir. Hükümleri, paslı zihinlerde müebbet hapis ve çürümüş bedenler için kan kusana kadar çalışmaktır. Kustuğu kanı sevmeyen kişi, kalbini hiç sever mi? Damarlarını kesen kişi, kalbi üzülür diye hiç düşünmez mi?

- End.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder