ŞUUR ALTI KİRLİĞİLİ


Girdi Neyse Çıktı Odur!

Eğitim, sanılanın aksine okulda değil ilk önce evde ve ailede başlar. Çocuğun, içinde bulunduğu çevreyi ve anne-babayı hemen her konuda model alması kaçınılmazdır.
Anne-baba ya da eğitimciler olarak, çocuklarımıza karşı kullandığımız kelimeler ve bunları söylerken kullandığımız ses tonumuz önem arz eder. Kelimeler çocukların zihinlerinde şekiller oluşturur, resimler çizer ve zihin de bu resimleri tamamlar.

Çocuklarımızla konuşurken kullandığımız kelimelerin sevgi dolu ve yapıcı ya da nefret dolu ve yıkıcı olmaları onların hayatlarını büyük ölçüde etkiler.Kendisiyle ve toplumla barışık, ailesini, çevresini ve içinde bulunduğu toplumu seven ve vatanı için çalışıp ona bir şeyler borçlu olduğunu bilen çocuklar yetiştirmek için, çocuklarımızın zihinlerini (özellikle şuur altlarını) hep olumlu kelimelerle ve yıkıcı olmayan yapıcı olan sinyallerle doldurmalıyız.

Bir eğitimci, “Eğer çocuğunuzun büyüdüğünde bir kahraman gibi davranmasını istiyorsanız onun kafasını henüz küçükken cinlerle, öcülerle doldurmayın ve olmayan masal kahramanlarıyla korkutmayın” diyordu. Unutmamalı ki, çocuğun beynini bir bilgisayara benzetirsek şu sonuca varabiliriz: “Girdi neyse, çıktı da o olur.” Biz çocuklarımıza, sevgiyi, şefkati, dostluğu, arkadaşlığı, çalışmayı ve başarıyı anlatırsak ileride alacağımız sonuç bu doğrultuda olacaktır.
Çocuklarımızı kontrolden uzak bir şekilde başıboş bırakırsak, ileriki hayatlarında sonuç hiç de istediğimiz gibi olmayacaktır. İşin ilginç yanı, bugün doğru eğitimin ve çocuklara verilen telkinlerin öneminin farkında olan ebeveynler dahi bilmeyerek bazı yanlışlıkları yapıyorlar.
Özellikle günümüz gençlerinin dinledikleri ve kasetçilerde hit olarak lanse edilen şarkıların sözlerini dikkatli bir şekilde dinlediğimizde, ileride topluma faydalı bir vatansever olarak yetiştirmek istediğimiz gençlerimizin şuur altlarına isyan kelimelerinin resimlerinin çizildiğini görmekteyiz. “Sokağa çıkmam lazım. Birkaç kural yıkmam lazım.  İsyan ediyorum kadere” gibi olumsuzluk ifade eden ve isyan içeren kelimelerden oluşan şarkıları onlarca, hatta yüzlerce kez dinleyen çocukların şuur altı kirlenmesini ileride önlemek pek de mümkün olmayacaktır.
Bu tarz isyan içeren, konulan kuralların yıkılması gerektiği söylenen ya da bu hayatta hep zulüm gördüğü ve adaletsizlik olduğu anlatılan ve benzeri cümlelerin sıkça kullanıldığı şarkıları fütursuzca dinleyen çocuklarımızın pek çoğu, şaşılacak derecede farkına varmadan bu şarkıları mırıldanmaya başlarlar. Bu kelimeler kafada görüntüleri oluşturdukça, akıl bu görüntüleri tamamlamaya çalışır ve sonuçta hiç de istenmeyen hareketler dizisini gerçekleştiren bir yığın gençlikle karşı karşıya kalırız. Kural yıkmaktan hoşlanan, büyüklerine saygısı olmayan, çalışmadan, bir emek sarf etmeden kazanmayı isteyen, özgür yaşama adına benliğini ve saygınlığını yitiren bir kitle ortaya çıkar.
Unutulmamalıdır ki, “Çocuklarımızın her kulakta birer tane olmak üzere iki mikrofonları vardır. Bu aşırı hassas aletler, duyduğu her duayı, söylenen her şarkıyı, normal konuşmaları ve her tip dili kaydeder, alır. Bu her şeyi duyan mikrofonlar, duydukları her şeyi duyarlı ve hassas olan akla iletirler. Daha sonra bu sesler çocuğun kelime hazinesini oluşturur ve sergileyeceği davranışlar için temel hazırlar.”

Mahmut AÇIL
mahmutacil@gmail.com
Kaynak: www.gencgelisim.com