KURAN’DAN KİŞİSEL GELİŞİM İLKELERİ


İslam dininin inanç ve yaşam ilkelerini belirleyen kitabı Kuran, aynı zamanda insanların bireysel gelişimlerine de öncülük yapan kaynak bir kitaptır. Kuran’ı inceleyen insanların bu güne kadar ihmal ettikleri bu alan, artık çeşitli araştırmalarda gün yüzüne çıkmaktadır.

Kuran, insanın en önemli özelliği olarak özgür olmasını ve özgün olmasını istemektedir. Bireysel gelişim aşamalarını, hem bireysel ve hem de toplumsal olarak belirlemiştir. Aşağıda, çeşitli araştırmalardan derlediğimiz bu ilkelerden bazılarını bulacaksınız.
Bizzat Kuran’daki ayetlerden karşılaştırmak isteyenler için baştaki rakam ‘sûre numarası’, sonraki rakam ‘ayet numarası’dır. Yani 3:83 demek, 3. Sure 83.cü ayet demektir. Elinizde bulunan Türkçe Kuran çevirilerinden ya da internetteki Kuran sitelerinden bu ayetlere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Kuran’a bir de bu açıdan bakmanızı ve bugüne kadar anlatılan birçok Kuran bilgisinin yanlış yorumlar sonucu orijinalden çok farklı anlamlarda kullanıldığını kendiniz de göreceksiniz.
Hayatımızda bizi biz yapan inançlarımıza, özgür aklımız ve özgün bilincimiz ile ulaşmamız dileğimizle…

· Doğa ile uyumlu evrensel ilkeler sistemidir. (3:83; 33:30; 35:43)
· Yalnızca öznel deneyimler değil nesnel kanıtları da ister. (3:86; 2:111; 21:24; 74:30)
· Bir savın doğruluğunu kabul etmek için kalabalıklara veya duygulara değil, aklın ölçüsüne başvurmamızı bekler. (17:36; 4:174; 8:42; 10:100; 11:17; 74:30–31)
· Bilgi, eğitim ve öğrenime önem verir. (35:28; 4:162; 9:122; 22:54; 27:40; 29:44,49)
· İnsanın yeryüzündeki yaratılışını bilimsel olarak araştırmamızı öğütler. (29:20)
· Allah ile insanın arasına din adamlarının ve şefaatçilerin girmesini reddeder. (2:48; 9:31-34)
· Dinden çıkar sağlamayı yasaklar. (9:34; 2:41,79,174; 5:44; 9:9)
· Bireyin özgür ve sorumlu davranmasını ve yetkisiz yetkililere boyun eğmemesini savunur. (6:164)
· Her türlü inanç ve düşüncenin özgürce açıklanabilmesini savunur. (2:256; 18:29; 10:99; 88:21-22)
· Kamu işlerinde yöneticilerin seçilmesini ve toplu danışmayı gerekli görür. (42:38; 5:12)
· Yönetime bütün vatandaşların katılmasını sağlayan bir demokrasiyi önerir. (58:11)
· Rüşveti yasaklar; çıkar gruplarının ve şirketlerin yönetimde tekel olmasının önlenmesini öğütler. (2:188)
· Yönetici seçiminde ehliyet ve adalet ilkelerinin gözetilmesini emreder. (4:58)
· Herkes için adaleti savunur ve hukuk söz konusu olunca hiçbir ırkı, dini veya mezhebi kayırmaz. (5:8)
· Yönetim ya da bireylerce hakkı yenen herkese tazminat almak veya adaleti gerçekleştirmek için dilekçe ile şikâyette bulunabilme hakkı tanır. (4:148)
· Sosyal yardım, ekonomik özgürlük ve zenginliğin paylaşılmasını teşvik eder. (2:215, 59:7)
· Her bireyin yaşama hakkına son derece saygı gösterir. (5:32)
· Bir toplumun niteliğinin, kendisini oluşturan üyelerin niteliğine bağlı olduğunu ilke edinir. (13:11)
· Kişinin özel yaşamına saygı göstermemizi emreder. (49:12)
· Delillerle kanıtlanıncaya kadar her sanığı suçsuz sayar. (49:12)
· Tanıklık edecek kişileri olası tehditlerden korur. (2:282)
· Suçsuz kimseleri başkasının suçundan sorumlu tutmaz. (53:38)
· Kişilerin malvarlığını güvence altına alır. (2:85,188; 4:29; ancak 24:29 ve 59:6-7‘deki durumlar istisnadır).
· Üretmeyen ekonomiden uzak durmamızı öğütler. (2:275; 5:90; 3:130)
· Yoksullara bakmamızı ve yardım etmemizi ister. (6:141; 7:156)
· İnsanların ırk ve cins farklılığını bir avantaj olarak görmemizi ve Âdem’in çocukları olarak birbirimize olan eşitliğimizi vurgular. (49:13)
· Kadınları erkekler gibi saygın kabul eder. (3:195; 4:124; 16:97)
· Bilincin önemini vurgular. (5:90)
· Bütün ulusları birbiriyle barış içinde yaşamaya çağırır. (2:62; 2:135–136, 208)
· Dünyayı bütün insanların evi sayar ve bir ülkeden diğer ülkeye göç etmeyi herkesin hakkı kabul eder. (4:97–98)
· ‘Altın kaplamalı bronz’ kuralı, bağışlamanın teşvik edildiği hukukta suç, suçlu ve ceza arasında benzerlik kuralını izler. (42:20; 7:33)
· Hakkı yenenlere ve baskı görenlere arka çıkmamızı emreder. (4:75)
· İnsanlara doğruluk ve güzel ahlâkta yarışmayı öğütler. (16:90)
· İnsanları, barış, dürüstlük ve nezaket gibi iyi şeylere özendirip kötülükten caydırmaya çağırır. (3:110)
· Ahlâki değer ölçülerinin yüksek tutulmasını ister. (25:63–76; 31:12–20; 23:1–11)
· Doğal çevreyle uyum içinde yaşamamızı emreder. (30:41)


“Başkalarının üzüntüsü sizin sevinciniz olmasın. Başkalarının başarısızlığı sizin zaferiniz olmasın. Başkalarına yönelttiğiniz kötü düşünceler sizin enerjinizi alır, götürür. Başkalarının kusurlarını aramayın, hatalarını incelemeyin. Alaycı, yıkıcı, kırıcı olmayın. Eğer olursanız, evrende bir sistem harekete geçer ve enerjiler savaş içine girer. Ya o kazanır, ya da siz… Evrene iyi şeyler gönderin; gönderdikleriniz size misliyle geri dönecektir.”  ( Limitsiz Secret, Eckhart Handler )



GÜLÜMSEMENİN MUCİZESİ
Mahallede iki bakkal varmış. Biri hakikî, diğeri karışık bal satarmış. Mahalleli balı karışık satandan alırmış. Sonunda gerçek bal satan dayanamamış, mahalleliden birkaçının önüne geçerek: “Bu adam karışık bal satıyor. Hâlbuki ben hakiki katıksız bal satarım. Niçin balı benden almıyorsunuz?” diye sormuş. Mahalleli: “Biliriz... Biliriz... Sen hakiki, o, karışık bal satar, lâkin senin yüzün sirke; onun yüzü bal satar. Biz de balı ondan alırız“ demiş.

Gülümseyin; öyle samimi ve sıcak olun ki her sıktığınız ele ruhunuzu da katın. İnsanın yüzünde taşıdığı, sırtında taşıdığından daha etkilidir.

Adem Suad
ademsuad@gmail.com

Kaynak: www.gencgelisim.com