Pozitif İletişim Anayasasının Maddeleri

İnsanları etkileyen en önemli faktör, söylediklerimiz değil nasıl söylediğimizdir, yani duygularımızın ifade şekli... İletişimin en güçlü yolu olan konuşma aracılığı ile insan sevinç, öfke, mutluluk gibi duygularını dile getirir. Bir başka ifadeyle ses, insanın iç dünyasının dışavurumudur.

İnsanları ikna etmenin yolu, düşüncelerini değil duygularını etkilemekten geçer. Son derece önemli ve gerekli bilgileri doğru ve düzgün bir Türkçe ile bir topluluğa aktarabiliriz; ama o topluluğun bizi iyi bir konuşmacı olarak görmesi için duygularımızı ve heyecanımızı da yansıtmamız gerekir. Dinleyicilerin duyguları olumlu yönde etkilenirse aktarılan fikir zayıf bile olsa iyi bir iletişim kurulmuş olur.
Sınırları Belirlemek: Hedef insanları kazanmak ve düşüncelerinizi aktarmak ise asla benlik duygularını, egolarını tehdit edecek davranışlarda ve söylemlerde bulunmamalısınız. Karşınızdaki kişinin bir hatasını bulursanız eleştirmeyin, eleştirileri şahsileştirmeyin, hatanız varsa kabullenin, katılımcılarla tartışmaya girmekten kaçının.
Kendi Dış Görünümüne Önem Vermek: İnsanlar ile iletişiminizde görüntünün de önemi çok büyüktür. Gün içinde her an yeni insanlarla tanışacakmışçasına evden çıkın. Yeni tanıştığınız insanların sizinle ilgili bir düşünceye sahip olması sadece 30 saniye sürer. Dış görünüşümüz iç görünüşümüzün aynasıdır. O yüzden giyiminiz kuşamınız ve temizliğiniz çok önemlidir. Temiz dişler ve düzgün bir tıraş biz erkeklerle ilgili ilk olumlu işaretlerdir. Yüz hatlarımız, mimiklerimiz ve beden duruşumuz da ruh halimizi yansıtan ilk işaretlerdendir. İnsanlarla iletişime açık ya da kapalı olduğumuz, bu özelliklerimizle belli olur. Çatık kaşlı, kızgın ifadeli biriyle mi, yoksa güler yüzlü ve mutlu görünen bir insanla mı iletişime daha kolay geçersiniz?
Canlı ve Enerjik Olmak: Enerjik görünüm de olumlu bir imaj için en önemli faktörlerdendir. Canlı ve heyecanlı bakışlara ve duruşa sahip olan biri bitkin, yorgun ve hayattan bıkmış görünen birine göre iletişimde 1-0 öndedir.
Kişinin Kendi Sözlerine Önce Kendisinin İnanması: Söylediklerimiz de en az görünüşümüz kadar önemlidir. Anlattığımız bilgilere önce kendimiz inanmalıyız. Söylediklerimize önce biz inanırsak, hitap ettiğimiz insanların da inanması ve kabullenmesi kolay olur. Siz kendinizden ne kadar emin olursanız izleyicileriniz de sizden o kadar emin olacaklardır. İzleyicilerinizi coşturun. Onlara iltifat edin. Sizi dinlemenin onlara kazandıracaklarından bahsedin.
Muhatabına Saygı Duymak: Etkili ve güzel konuşabilirseniz kariyerinizde büyük ve hızlı adımlarla ilerlediğinizi fark edersiniz. Başarılı olmak için insanlarla iletişiminizi iyi kurmanız şart. Bunun yolu da güzel konuşma ve karşınızdakini can kulağıyla dinlemekten geçiyor. Muhatabınıza önem verirseniz, saygı gösterirseniz o da size önem verip saygı gösterecektir. Karşınızdakini can kulağıyla dinlemezseniz onun da sizi dinlememesini normal karşılamanız gerekecektir.
Zengin Bir Kelime Dağarcığı ve Doğallık: Konuşurken seçtiğiniz kelimelere, kurduğunuz cümlelere özen göstermelisiniz. Bunun için de kelime dağarcığınızı arttırmanız şart. Arada atasözleri ve deyimler sözlüğünü karıştırmak ve bu yönde donanımızı arttırmak da etkili konuşabilme yolculuğunuzda daha hızlı ilerlemenizi sağlayacaktır. Sesinizin tonunu, düşüncelerinizin ve duygularınızın akışına bırakın ve doğal olun. Yapmacıklıktan her zaman kaçının. İnsanlar yaradılışları gereği doğal olana her zaman için ilgi gösterir.
Provanın Önemi: Özellikle topluluk önünde bir sunum veya konuşma yapmanız gerekirse, konuya ne kadar hakim olursanız olun, mutlaka notlar alın ve bol bol prova yapın. Hatta kalabalık bir grup karşısında konuşma yapacaksanız, öncesinde 3-5 kişilik arkadaş grubunuza bu sunumu yapın. Çünkü konunun uzmanı dahi olsanız kalabalık bir grubun sizi izlemesi heyecana neden olacak ve bu da performansınızı olumsuz etkileyecektir. Belki her şeyi hatasız ve doğru bir şekilde telaffuz edip anlatacaksınız ama çok daha güçlü ve etkili bir sunum yapma şansını da kaçırmış olacaksınız.  
Biz, başkaları için ne konuştuğumuzdan ibaretiz. Anlattıklarımız ve görünüşümüze göre insanlar bizi yargılar, değerlendirir. Sesimize, kullandığımız ifadelere, görünüşümüze,  düzgün bir Türkçe konuşmaya, kullandığımız jest ve mimiklere dikkat etmeliyiz. Eksik yönlerimizin farkında olmalı, bu eksiklikleri gidermek için harekete geçmeliyiz. Başarılı olmak için 7’den 70’e gelişim!

Etkili Konuşmanın Temel Kuralları
1.      Söylediklerinize inanın, inandırın.
2.      Dinleyicilerinizi tanıyın.
3.      Konuşmanıza hazırlanın. Planlı olun.
4.      Konuşma yapacağınız yeri önceden görün.
5.      Mutlaka mizahi bir yaklaşımınız olsun.
6.      Canlı ve akıcı konuşun.
7.      Tek bir kişiye bakmayın.
8.      Görsel malzeme kullanın.
9.      Beden dili, jest ve mimik kullanın.
10.  Dinleyicilerinize iltifat edin.

Az ve Öz Sözün Mucize Gücü
Ölüler Çiçek Koklamaz
Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
- Ölüleriniz mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
Ne Yedirelim?
Lokman Hekim’e sormuşlar:
-          Hastalarımıza ne yedirelim?
-          Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz olur!
Sokrat ve Bileytaşı
Talebelerden biri Sokrat’a sormuş:
- Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma yapmıyorsun?
- Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir ama en sert demiri bile keskin eder.
Cennetin Yolu
Hıristiyan din adamlarından biri, ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
- Aferin çocuğum, der. Yarın buraya gel de sana cennetin yolunu göstereyim.
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
- Siz kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
Anladığının İspatı
Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik’e göstererek fikrini sorar. Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam:
- İyi ama, der, siz hiç roman yazmadınız ki!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
- Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bugüne kadar hiç yumurtlamadım.
Akşam Yemeği
Yahya Kemâl dostlarından birine:
- Bu akşam yemeği benimle yer misin, diye sorunca, arkadaşı:
- Hay hay, der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
- İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.
Ne Alırsınız?
Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
- Buyrun beyim, ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
- Evlat, müsaade edersen bir nefes alacağım.

Söz Üstatlarından Söz Üzerine
·         Yanlış anlaşılmayacak şekilde konuşmak imkansızdır. (Karl Popper)
·         Çok hızlı konuşmanın sorunu, henüz düşünmediğiniz bir şeyi söyleme ihtimalinizdir. (Ann Landers)
·         Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir. (Türk Atasözü)
·         Hatalı düşünmek sahibine, hatalı konuşmak herkese zarar verir. (Montesquieu)
·         Size inanmalarını istiyorsanız, konuşmalarınızda kendinizden söz etmeyiniz. (Paskal)
·         Kabul etmeseniz de doğru söz her zaman geçerlidir. (Benjamin Franklin)
·         Söylediğiniz güzel sözlerin meyvesini ilerde görürsünüz. (Mahatma Gandhi)
·         Erdemli insan konuşmalarında yumuşak, davranışlarında kararlı olmaya çalışır. (Konfüçyüs)
·         Az bilgisi olup çok konuşan, parası olmayıp çok harcayana benzer. (Napoleon)

Söz Cambazı Tekerlemeler
·         Acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı,
Sarımsaklamasak da mı gelir zamanı,
Sarımsaklamasak da gelirse zamanı,
Niye sarımsaklayalım o zaman samanı.
·         Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli?
·         Çatalca’da başı çıbanlı topal çoban, çatal sapan yapar satar.
·         Eller bazlamalandı da, biz bazlamalanamadık.
·         Kırk kanatlılardan Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kırak yerken kırık kanadına kırıntılar döküldü.
·         Şemsipaşa Pasajı’nda sesi büzüşesiceler.
·         Şu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı?

Alper Altun 
alper@alperaltun.com

Kaynak: www.gencgelisim.com