“Alışkanlık, asıl
tabiatımızı bozan ikinci tabiattır.”
Blaise Pascal
Alışkanlıklar, hayatın her yönünü çekilmez hale getirirler.
Alışkanlıklarının esiri olmuş insanın hayatını, başka insanlar ve olaylar
yönetir. Bu kişiler, alışkanlıklarının ve bağımlılıklarının labirentlerinde
kaybolmuşlardır. Sürekli olarak, alışkanlıklarına ihtiyaç hissederler.
Alışkanlıklar genellikle zararlı ve dengesiz duygular
içerirler. Peşin hükümlülere, sağlıksız düşüncelere, davranışlara sebep olurlar
ve kişinin yeteneklerini kullanmasını, bu yeteneklerini geliştirmesini
engellerler. Bu insanlar, alışkanlıklarının ve bağımlılıklarının sayısı kadar
kişiliğe sahiptirler. Çünkü her alışkanlık ve bağımlılık, kişide farklı
etkilere, davranışlara sebep olur.
Alışkanlıkların, başarı ve mutluluk üzerinde olumsuz
etkileri vardır. Zira alışkanlıklar, insanın algılama ve muhakeme gücünü
azaltarak rutin bir çarkın içine sokar. Alışkanlıklarından kurtulan insanın, anlama,
algılama kabiliyeti artar. Ani gelişen olaylar karşısında paniklemez.
Alışkanlıklarından ve bağımlılıklarından kurtulan insan,
öğrenmeye açık hale gelir.
Alışkanlık ve
Bağımlılıklardan Kurtulmada Dikkat edilmesi Gereken Unsurlar
- Alışkanlık ve bağımlılıkları fark
etmek, etkilerini görebilmek: Her bağımlılık ve alışkanlığın bir
başlangıcı, süreci ve devam eden sonuçları vardır. İnsan, olumsuz sonuçlar
veren, yaşam kalitesini düşüren, sekteye uğratan alışkanlık ve
bağımlılıklarını görmeli, üzerindeki etkileri anlayabilmelidir.Bunu
yapmak, kişinin davranışları ve bunların sonuçları üzerinde bir bilinç
oluşturacak, kişi bunlardan kurtulmak için harekete geçecektir. Çünkü hiç
kimse fark edemediğini, göremediğini düzeltemez. Fark edilen her şeyin
olumsuz etkilerinden kurtulabilmek, kişiyi özgürleştirerek içindeki
enerjiyi açığa çıkarır. Bu enerji de yeni olumsuz alışkanlıkların
oluşmasını engeller.
- Alışkanlıkların ve bağımlılıkların
bilincinde olmak, onları tanımak: Alışkanlıkları tanımak, onları
bilmek; onların hayatımız üzerindeki tahribatlarını görmeyi sağlar. Akıllı
bir kişi ise, kendine zarar veren bir alışkanlıkta ısrar etmez. Ondan
kurtulmanın yolunu bulur.
- Alışkanlık ve bağımlılıkların
sağlığımız ve hayatımız üzerindeki etkilerini görmek: Bu etkileri
görebilmek, davranışlarımızın sebeplerini anlamamıza yardım eder. Çünkü
alışkanlıklar, davranışları kontrol ederler. Eğer alışkanlıklar ve
etkileri bilinmezse, davranışlarımız bunların etkisinde olacağı için
sonuçlar istenenden farklı olacaktır. Davranışlarımızı alışkanlıklarımızın
değil, inanç ve erdemlerimizin kontrolünde yapmalıyız. Alışkanlıklarımız
ve bağımlılıklarımızın, bir inanç ve erdem kisvesine bürünerek hayatımızı
yönetmesine ve bizi köleleştirmesine izin vermemeliyiz.
- Alışkanlık ve bağımlılıklardan
kurtulmak için “Olmak” gerek: “Olmak” bir anlamda yaratılış gerçeğini
kavramak, olgunlaşmak, bilgeleşmektir. Bu olgunluğa ulaşmış insan ise,
paraya, mala, mülke vs. sahip olmayı değil, kendisine sahip olmayı ister. Bu sahip
olma, insanlık değerlerini ortaya çıkarmak anlamındadır.
“Senin olan her şeyi terk et, kendini bütün zincirlerinden kurtar ve
ol”
Eski Ahit
Bu konuyla ilgili olarak Hz.
Muhammed (sav) bir Hadis-i Şerifinde “Ölmeden
önce öl” buyururken, Goethe de “Öl ve ol!” diyerek insanın
bağımlılıklarının ve alışkanlıklarının köleliğinden kurtulmasını ve yaratılış
amacını kavramasını anlatmışlardır.
Alışkanlık Tuzağına
Düşmek
Alışkanlıklar ve bağımlılıklar genellikle dünyevi zevkler,
çalışmalar, duygulardır. Bunlar insanı köleleştirir, kendinden uzaklaştırır.
Kendinden uzaklaşan insan, kendini bilemez. Kendini bilmeyen insan ise, hiçbir
şeyi bilemez ve hiçbir şeye ulaşamaz.
Eğer kendinizi bir takım şeyler yapmaktan alı
koyamıyorsanız, bunları yapmadığınızda kendinizi rahatsız hissediyorsanız,
alışkanlık tuzağına düşmüşsünüz demektir.
Alışkanlık ve bağımlılıkları kontrol altına alarak
iradenizin gerçek gücünü göstermekle bunlardan kurtulabilirsiniz.
Alışkanlık ve bağımlılıklar, insanı doyumsuz ve tatminsiz
yapar. Çünkü bunlar, sürekli artma ve büyüme eğilimdedir. Her alışkanlık,
gelişirken başka alışkanlıkların doğması için zemin hazırlar. Somut bir örnek
verecek olursak; sigara alışkanlığı, alkol, bar ve kahve hane alışanlığını da
teşvik edecektir.
Nefsin, Alışkanlık ve
Bağımlılıklar Üzerindeki Etkisi
Bağımlılıklardan kurtulmak için, önce onu kabullenmeliyiz.
Yani bir alışkanlığımız olduğunu itiraf etmeliyiz. Bunu kabullenmek bir
erdemdir. Çünkü insanın genel davranışı, alışkanlıklarını kabul etmek yerine
bunları uygulamak için bahaneler ve mazeretler üretme yönündedir.
Bu mazeretlerden kurtulmak, nefsin terbiyesi ile mümkündür.
İnsan, nefsini köreltmek için onu zorlamalıdır. Çünkü insan çok az şeye ihtiyaç
duymasına rağmen nefsani istekleri hiç bitmez.
M.Ö. 411, 412 veya 413 yılında, Sinop'ta dünyaya geldiği
bilinenDiogenes(Diyojen)’ in yemek yediği ve su içtiği bir kabı, bir fıçısı ve
bir sopası vardı. Başka eşya kullanmıyordu. Fakat bir gün bir çeşme başında
avucu ile su içen bir çocuğu görünce, elindeki masrafa çanağı kırıp attı ve "Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu
öğretti" diye söylene söylene uzaklaştı.
Alışkanlıklarının ve eşyanın köleliğinden kurtulmuş olan
Diyojen, birçok insana göre sefil bir hayat yaşamış gibi görünse de; aslında O,
erdemleriyle Eflatun’un dahi takdirini kazanmış, O’nun tarafından “Çılgın Sokrat” olarak anılmıştır.
Erdemli insan, alışkanlıklarını, bağımlılıklarını, böyle bir
erdemli davranışla terk eden ve asli ihtiyaçları üzerinde durandır.
Hayatınıza yön vermek, alışkanlıklarınızdan kurtulmakla
mümkündür. Yoksa alışkanlıklarınız sizi yönlendirir.
Niyazi Fırat Eres
superbeyindergisi@gmail.com
Kaynak:www.gencgelişim.com