“Sevginin olduğu
yerde saygı vardır… Saygının olduğu yerde ise insan vardır.” (Lütfi ŞAHİN)
Eğitim, anlam
bakımından “bireylerde doğru davranışları oluşturma” ifadelerinin tümüdür.
Sizler diyebilirsiniz ki; “eğitim istendik davranış değişikliği meydana
getirmektir.” Ama ben bu ifadeyi doğru davranış ifadesi şeklinde kullanmayı
uygun buldum. İstendik davranış, ama neye göre ya da kime göre. Bir toplum ya
da bir grup için istendik olan bir davranış belki de diğer topluluk için
istendik davranış olmayabilir. Bu nedenle ben ifadeyi doğru davranış olarak ele
almayı uygun buldum.
Eğitim küçük yaşlardan itibaren başlar ve olmayan davranış
modellemesi yerine, yerine koyma ile davranışları oluşturma vardır; bunun için davranış
değişikliği meydana getirme ifadesini oluşturmadım. Bu ifadeler yerine
oluşturma kavramının daha uygun olduğunu düşündüm.
Eski Yunan
felsefesi çerçevesi içerisinde ele alınan ifade çocuğun büyüğün minyatürü
olduğu şeklinde idi. Ama artık böyle olmadığı bilinmekte ve öğretmen merkezli
eğitim yerine, öğrencinin aktif olarak derslere katıldığı, öğrenci merkezli
ifadenin daha uygun olduğu düşünülmektedir.
Siz bir
öğrenciye istediğiniz kadar çikolatayı fazla yediği zaman uğrayacağı
zararlardan bahsedin, bu onda yeni davranış modellemesi oluşturmayacaktır. Hele
birde çocukta bulunan ilgi çekme ifadesini de ele alacak olursak, siz çocuğa
her laf söylemeniz; onun için ilgi olduğu bilincini uyandıracaktır.
Sınıfta
toplanmış olan öğrenciler içerisinde bir grup oluşturulsa ve bu grup
çikolatanın dişler üzerinde meydana getireceği zararları anlatan bir ifadeyi
oyunlaştırarak diğer öğrencilere sunsalar… Evet, işte en öğrenci merkezli
ifadeye ulaşmış olursunuz.
Öğretmenler yapmış
oldukları çalışmalar içerisinde planlarını yaparken yaparak- yaşayarak
ifadesini ele alırlar. Öğrenci kendisi yapacak ve kendisi yaşayacak; bunun en
iyi tarzda karşılık bulduğu olaylardan birisi de drama adı verilen, veriler
bütünüdür.
Drama ile
çocuklar, yaşayabilecekleri olayların bir nevi provasını yapmaktadırlar. Drama
ile bırakın sosyal ortamları, müspet ifadeler bile ele alınabilir.
Öğrencide
oyunlaştırma sonucu ileride yaşayacakları roller sınıflandırılabilir. Öğrencinin
benlik kazanımı sırasında bunun önemi büyüktür. Siz bir grup öğrenciye görev
verseniz ve alkolün kişide meydana getireceği tahribatı göstermesini isteseniz…
Öğrencilerin sadece sarhoş olmuş bireyleri taklit etmeleri bile diğer
öğrencilerin, sosyal boyuttaki soru işaretlerine cevap bulmalarını sağlamış olursunuz.
Hele birde bu oyunlaştırma sırasında bir doktor rolü ile bir alkolik insanın
konuşmaları ele alınacak olursa, öğrencilerin hepsinde kalıcı davranışlar
oluşturulmuş olur; bu ise alkolden tiksinme şeklinde meydana gelecektir.
Drama ile
toplumun çekirdeği olan aile kavramı ele alınabilir ve çocuklarda
üstlenecekleri rollerin hayattaki karşılıkları gösterilebilinir. Anne olacak kız
çocukları, baba olacak erkek çocukları… Buna benzer ifadeleri; çocuklar gözleri
önünde gerçekleştirilen oyunda rahatça görebilirler.
Doktor olmak
isteyen çocuklar, öğretmen olmak isteyen çocuklar, polis olmak isteyen
çocuklar… Bütün bu meslek modellemeleri drama yoluyla çocuklara gösterebilirsiniz.
Bu ise çocuklarda benlik kavramının gelişimi esnasında, nasıl yol alacağının
kafasında oluşumunu sağlayacaktır.
Siz
öğrencilerimiz, bizlerin gelecekleri sizlersiniz… Sizde kendi aranızda drama
ifadesini kullanabilir ve yaşamınızı renklendirebilirsiniz. Aslında hayatın
kendisi bir tiyatro oyunu değil midir? Sizlerde kendi modelinize uygun
ifadeleri hayatınızda yaşarsınız. Sizlerin güzel bir hayat yaşamanızı temenni
ederim…
Lütfi ŞAHİN
Kaynak: www.gencgelisim.com