Şemsi Belli’nin “Karacaoğlan’a
Sesleniş” isimli bir şiiri vardı. Aslında baştan sona kadını anlatıyordu ama
sıkça tekrarladığı bir mısra vardı, onu hatırladım birden: “Devir atom devri,
hula hop devri, meşin top devri”
Şemsi Belli sağ olsaydı ve o şiiri tekrar yazsaydı,
devrimizi tanımlarken ne derdi acaba diye düşündünüz mü hiç? Ben, olsa olsa; “devir
iletişim devri, reklam devri, reyting devri ve hâlâ meşin top devri” derdi, diye düşünüyorum.
Gerçekten de yaşlı dünyamız tam anlamıyla bir reklam
dönemi yaşıyor. Bu konuda o kadar büyük bir pasta oluştu ki başka hiçbir şey,
reklamların yerini alamıyor. Gazeteler, radyolar, televizyonlar o reklamların
yüzü suyu hürmetine bizlere hizmet veriyor. Dizilerin yarışma programlarının
sürelerinden fazla yer tutan reklamlardan kaçmak da mümkün değil artık.
Çocuklarımız reklamkolik oldular bile. Bir curcunadır sürüp gidiyor. Ama star,
ama gelin, ama kaynana, her gün aramızdan ünlü bir insan çıkarıyoruz. Kısacası,
reklam çok önemli. Ne kadar reklam, o kadar başarı diyesim geliyor.
Eskiden,
“iyi mal reklam istemez” denilirdi. Bazıları da o sözleri kullanarak, dolaylı
yoldan reklamlarını yapardı. Bugün, modern bir yöneticinin gözardı edemeyeceği
tek konu reklam olsa gerek. Çünkü bütün kuruluşlar reklam olayıyla öylesine
bütünleştiler ki, kurunun yanında yaşın da yanması kaçınılmaz hâle geldi.
Aslında hep düşünmüşümdür; “tavuklar
yumurtlamadan çok önce, o bildiğimiz sesleri çıkarırlarken acıdan mı öyle
yaparlar, yoksa reklam da var mı işin ucunda”
diye.
Madem ki reklam yapmak şart oldu, bari iyisini yapalım.
Bu konuda öncelik, kuşkusuz kataloglarda. Çünkü gazete bir gün sonra tarih
oluyor. Sesler uçuyor, görüntüler ise, ne kadar beyinlerimize kazınsalar da
zamanla başka reklamlar tarafından silinip gidiyor. Geriye, en etkili olarak
katalog ve broşürler kalıyor. Ayrıca bunlara CD’leri de ekleyebiliriz.
Yıllar önce, Hannover Fuarı’na ziyaretçi olarak gitmiştik.
Standlardan birinde ilgimizi çeken bir ürün görmüş, o konuda bilgi almaya
çalışıyorduk. Doğrusu bu ya bizimle pek fazla ilgilenmemişlerdi. O anda bizim
katalogumuzu gösterdim. Katalog dediysem; bütün ürünlerimizi bir arada gösteren
güzel bir kapak ve birkaç mütevazı föyden ibaret, basit bir çalışmaydı. Ama o
bile, bizi bir masaya davet edip, Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye misali”
ikramda bulunmalarına neden oldu.
Yine benzer bir olayı da Milano’daki İntel Fuarı’nda
yaşadık. Ağırlıklı olarak sınır şalter üreten bir firmanın görevlisine katalog
yanında ürünlerimizden bazılarını gösterdiğimizde adamdaki heyecanı anlatamam.
Biz ayrıldıktan sonra, önemli bir rakiple karşılaşmanın heyecanıyla toplantı
kabinine gidişini ve bizim ürünlerimizi elinde tutarak yaptığı heyecanlı
telefon konuşmasını söz olarak duyamıyorduk ama heyecanla yarı açık bıraktığı
kapı aralığından amirlerine neler söylediğini tahmin edebiliyorduk. Zaten o
olaydan sonra bizdeki “iyi bir katalogun etkisi çok büyüktür” görüşü daha bir
netleşti diyebilirim.
Katalog, broşür ve benzer konulardaki çalışmaların özenli
ve düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor. Özellikle, resimlerle ürünlerin
tutarlı olması gerekiyor. Nevresim takımı ve çarşaf üreten bir dostumuzun,
ürünü ile bire bir aynı görüntüdeki ambalajı başardıktan, eskilerin deyimiyle;
“zarfı ile mazrufu” tutturduktan sonra satışlarını kısa zamanda nasıl
katladığını bugün gibi hatırlıyorum.
Ürettiğimiz ürün ya da hizmetleri kullanıcıya en iyi ve
anlaşılır biçimde sunmalıyız. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli husus,
öne çıkan özelliğimizi vurgulamak olmalı. Unutmayalım ki rakibi kötülemek yok.
Rakiplerimizden üstün olduğumuz yönlerimizi; fazla belli etmeden, “onlarda yok,
bizde var” demeden, akıllı bir biçimde sergilemek var. Burada önemle üzerinde
durulacak konu ise, hitap edilmek istenen kitlenin üründen beklediği çeşit
zenginliği, kalite, fiyat uygunluğu ve buna benzer değer ölçüleri olmalıdır.
Onlara nasıl hitap edilmesi gerekiyorsa, öyle yapılmalıdır. Yoksa, “müslüman
mahallesinde salyangoz satmanın hiçbir anlamı yoktur.
Özellikle
teknik malzeme üretimi konularında çalışıyorsanız, ürünlerinizin pazarlandığı
bir mağazadaki satış elemanının masasının kenarında veya oturma grubunun
önündeki bir sehpanın üzerinde, size ait ve özenle hazırlanmış bir katalog
bulunuyorsa sevinebilirsiniz. Bu durumun daha iyisi, ürünlerinizden kullanma
ihtimali olan herkese bir katalog ulaştırabilmektir. Katalog CD ve broşür
dağıtım planları yapılırken, ilgili konularda eğitim veren okullar ve
öğrencileri de ihmal edilmemeli, onlara verilecek ürün örneklerinin ve reklam
malzemelerinin çok yakın bir gelecekte işe yarayabileceği göz ardı
edilmemelidir. Özellikle meslek okullarının laboratuarlarında kullanılmak
üzere, okul yöneticilerince istenilebilecek örnekler konusunda olumlu
davranmak, hatta öğrencilere eğitim desteği vermek, ileriye dönük en iyi reklam
olarak algılanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder