Olaya Nereden Bakıyorsunuz?

İnsanlarla kurduğunuz iletişimde sıklıkla düştüğümüz hatalardan biri de karşımızdaki kişinin değerlerine, inançlarına göre değil, kendi bakış acımıza göre olayları değerlendirmemiz ve böyle hareket etmemizdir. Bu genelde itici bir etki bırakır.


Karşıdaki kişi ondan farklı düşündüğünüz için görüşlerini size empoze etmeye, sizi ikna etmeye çalışır ya da aksini yaparak görüşlerini saklar ve bir cephe oluşur. Karşıdaki kişiyi anlamamaya veya anlamaya çalışmazsınız, sizde aynı şiddetle karşı koyarsınız.  (Hatırlayın ki: anlamadığınız kişiyi etkileyemezsiniz.)

Bunu bir uzak doğu sporuna özellikle de kungfu veya judo ya benzetebiliriz. Karşıdaki ile uyum sağlayıp, onu onun gitmek istediği yöne doğru çekerek, hamle yaptığı yöne doğru oyununu bozabilirsiniz. 

          
Karşıdaki kişinin nereden geldiğini, nesneleri nasıl algıladığını anlamaya çalışmak bu kişiyle iletişim kurmak için hangi taktikleri kullanmanız gerektiği konusunda size bir fikir verir.

Karşıdaki kişiyi kendi fikirleri ve değerleri ile ikna etmek ve kazanmak gerekir. Onun bakış acısını anlayabilmek iletişimin vazgeçilmezlerinden biridir. Fakat siz karşıdaki ile taban tabana zıt bir fikre sahipseniz, bu her zaman kolay olmayabilir.
       
Güce güçle karşılık vermek Freud’un da üstünde durduğu gibi saldırganlık içgüdümüzün bir gereğidir. Ama akıllıca olan bu değildir. Karşıdakini anlamak ve böylece yönlendirmek akıl sahibi insan için bir içgüdünün esiri olmaktan daha iyidir. Sonuç, ancak bu şekilde elde edilir.
         
Bir ev gözünüzün önünde canlandırın. Günün belli saatlerinde, farklı mevsimlerde, farklı noktalardan eve bakın, baktığınızı hayal edin, duyun ve hissedin. Bu çalışmayı gözleriniz kapalı da yapabilirsiniz.

Evi kendiniz tasarlayın. İster bir apartman dairesi olsun, ister tek katlı ahşap bir ev, ister şehrin göbeğinde kalsın, ister ıssız bir çölde. Yeter ki sizin hayal gücünüzün ürünü olsun.

Benim istediğim; çok farklı zamanlarda ve farklı açılardan aynı eve bakabilmeniz, hatta yüzyıllar öncesinden ve yüzyıllar sonrasından bile bakabilirsiniz.

Eve her noktadan bakarken; her defasında durup, düşüncelerinizi kontrol edin. Her noktada evle ilgili  farklı düşünce kalıpları oluşturduğunuzu gördünüz mü? Çok güzel. İşte her farklı noktadan baktığınız an, aslında farklı birini temsil ediyordunuz. Hepsi aynı şeye bakıyordu ama farklı şeyler duyumsuyorlardı. Hepsi çok farklı insanlardı, farklı kitlelerden gelmişlerdi ve o anki ruh halleri farklıydı.

İnsanlarla doğru iletişim kurmak istiyorsanız onların bulunduğu zamandan olaylara bakmalısınız ve onların evini görebilmelisiniz. İletişim; dolayısı ile yaşamda başarı böyle elde edilir.


Z.Müge Kasaroğlu
Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder