Hedeflerinizi Mutlaka Yazın ve Göreceğiniz Yerlere Asın



Kalem aklın dili olduğu için belirlenen hedefler mutlaka yazılmalıdır. Hedefleri yazarak işyerimize, evlerimize ve odamıza asmamız gerekir. Özellikle görsel insanlar için bu yöntem çok daha etkilidir. Üniversite yıllarımda kitap okuma alışkanlığım olmadığından bu alışkanlığı kazanmak amacıyla şöyle bir yöntem geliştirmiştim. Kitaplarımı yastığımın başucuna koyuyordum. Her yatışımda onları başucumda görüyor ve kitap okumadığım için rahatsız oluyordum. Bazen bir sayfa bazen bir paragraf dahi olsa kitap okumadan yatmıyordum. İşte o durum beni itici bir güçle kitap okumaya sevk ediyordu.

Hedeflerimizin yazılması ve onu görebileceğimiz bir yerlere asmanız sizin gayretinizi de artıracaktır. Göz ile beyin arasındaki bağlantı kulak ile beyin arasındaki bağlantıya göre 25 kat daha fazladır. O yüzden insan gördüğü şeylerden daha fazla etkilenebilir. TV seyircisinin radyo dinleyicisine göre daha fazla olmasının sebebi de budur.
Görmek, insanı ne kadar motive eder ya da gayretini ne kadar artırabilir? Florence Chadwik’in yaşadığı olay bu durumu hepimizin gözleri önüne sermektedir.
04 Temmiz 1952’de 34 yaşında bir kadın Pasifik Okyanusu’nda bir dalış yaptı.Catalina adasından 21 mil batısında kalan Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa bunu yapan ilk kadın olacaktı. Daha önce Manş Denizi’ni her iki yönde de geçen ilk kadındı. O sabah vücudunu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki beraberindeki tekneleri güçlükle görebiliyordu. Herkes TV’den onu izliyordu. Dondurucu soğuğa aldırmadan 15 saat yüzdü. Ancak biraz sonra kendisini sudan çıkarmalarını istedi. Annesi ve antrönörü hedefe çok yaklaştığını söylediyseler de ikna edemediler. Kendisine daha sonra yarım mil kalmışken neden sudan çıktığını sorduklarında; şu ilginç cevabı vermiştir:
İnsanın faaliyetleri belli bir gayeye yönelirse zihni ve organik fonksiyonlar arasındaki uyum daha mükemmel olur.
-Karayı görseydim başarabilirdim.
Dikkat ederseniz devletlerin kanunları da yazılıdır. Uyulması gereken kurallar genelde yazılıdır. Yazı dili ayrı bir güçtür. Her zaman size ideallerinizi hatırlatır. O halde gelin hedeflerimizi yazalım.
Zengin olmayı hedefleyen genç bir üniversite öğrencisi bu konuda kitap yazmış bir yazara gider ve kendisine zengin olmanın yollarını öğretip öğretmeyeceğini sorar. Yazar, bu delikanlıya bunu öğretebileceğini söyler ve ona şu öğütleri verir:
-Bir konuda hedeflerine odaklanırsan dikkatin o hedefe toplanır ve neticeye gidersin. Hayatını hedef belirlemeden geçirirsen hayatın kararsızlık dolu geçer. Çünkü o zaman senin için her şey zaman geçirici ve oyalayıcı olmaktan başka bir anlam ifade etmez. Ayrıca çeşitli zorluklar karşısında dayanma gücü bulamazsın.
Hedefin yoksa sahip olduğun potansiyelin hiçbir anlamı yoktur. Barajı olmayan bir akarsuyun suları faydasızca akar gider. Eğer hayatın efendisi olmak istiyorsan hedeflerinin bir listesini yap, bunları bir kağıda dök, hatta hayallerinin rengarenk resimlerini çiz.
Delikanlı, yazarı dikkatle dinler ve ona şu cevabı verir:
-Hocam bu söyledikleriniz çok güzel, ama hedeflerimi kağıda yazmamın benim için hiçbir anlamı yok. Benim hedeflerim yıllardır aklımda ve sürekli olarak bunları düşünüyorum.
Yazarın ısrarlarına rağmen delikanlı hedeflerini yazmaya yanaşmaz.
-Peki, der yazar delikanlıya, seni şu yandaki odaya alalım.
Delikanlı yandaki odaya girer ve kapı arkasından kapanır. Odada bir bilgisayar vardır ve erkandan şöyle bir yazı geçmektedir. “Bu oda bir dakika sonra infilak edecektir!”
Delikanlı bu yazıyı görünce paniğe kapılır ve hemen kapıya yönelir, ancak kapı kapalıdır ve bağırmaya başlar. Sesini kimseye duyuramayınca kapıyı tekmeler. Bu sırada ekranda geri sayım başlamıştır. “59, 58, 57...”
Delikanlının telaşı iyiden iyiye artmıştır. Kapı açılmayınca pencelere doğru koşar, ancak pencerede demir parmaklıklar vardır. Bu arada saniyeler “30, 29, 28...” diye geriye doğru ilerlemektedir. Tekrar kapıya yönelir, bütün gücüyle kapıyı yumruklamaya ve avazı çıktığı kadar “İmdat!...”diye bağırmaya başlar. Saniyelerin geri sayımı sürmektedir. “10, 9, 8...” O sırada kapı açılır ve yazar içeri girer.
- Ne oldu evladım ne bu panik? diye sorar.
- Derhal buradan kaçalım! Biraz sonra burası infilak edecek! diye bağırır delikanlı.
Yazar gayet sakin bir şekilde:
- Hayır öyle bir şey yok, nereden çıkardın bunu? diye sorar.
Delikanlı şaşkın bir şekilde bilgisayar ekranını gösterir:
-Ama orada öyle yazıyordu, der.
-Öyle mi? der yazar. Yazı, demek ki bu kadar önemli. Öyleyse hadi gel, hedeflerimizi yazmaya başlayalım.

NLP ile Başarı/Yücel Gökmen
Dahi Beyin Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder