Bir sahil kasabasına yolu düşen Amerikalı iş
adamı, kayığının içinde birkaç ton balığı bulunan balıkçıya ‘balıkları ne kadar
sürede yakaladığını’ sorar: “Fazla sürmedi, senyör.” Amerikalı hayretle sorar:
Öyleyse neden daha çok balık tutmadın?”“Bu bugünlük bana ve aileme kafi,
senyör.”
İş
adamı bu durumu son derece verimsiz bulur. “Ben Harvard mezunuyum, sana
yardımım dokunabilir.” der. “Her şeyden önce daha fazla balık tutmalısın.”
Balıkçı hayretle sorar: “Niçin senyör?” “Artan balıkları satar, daha çok
kazanırsın. Sonra daha büyük bir tekne
alırsın, daha çok balık tutarsın. Sonra başka tekneler alır, filo kurarsın. Sonra balıkları işlemek için
kendi konserve tesisleri kurarsın. Bu arada Los Angeles veya New York gibi
büyük bir kente taşınmış olursun.”
“Sonra senyör.” “Büyüyünce halka açılır, hisse senetlerini satarsın. Zengin olursun milyonlarca doların olur.” “Milyonlar mı dediniz,
senyör? Peki, sonra.” “Bu kadar paran olduktan sonra çalışmana gerek kalmaz.
Emekliye ayrılır, bir sahil kasabasında kafanı dinlersin. Sabahları geç
saatlere kadar uyursun. Biraz balık tutar, çocuklarla oynar, öğlen eşinle
şekerleme yapar, akşam bir şeyler içip amigolarınla gitar çalarsın. Hayatını
mutlu bir şekilde sürdürürsün!” Balıkçı kendini tutamaz, güler: “Senyör zaten
bende burada böyle yapıyorum.”
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder