Kendinizi sadece yüzeysel
yanlarınızla değil de daha derinlemesine tanımaya başladıkça, kendinizle
yüzleşmeyi başardıkça içinize daha "korkusuz" girebilmeyi
başaracaksınız. İnsanın kendi içine derinlemesine girebilmesi, bilinçdışına
girmesi anlamına da gelir. Eğer kendi bilinçdışınıza dikkat pergelinin sivri
ucunu batırarak dikkatin öteki ucuyla dışarıya bakarsanız o zaman insanların
sözlerinin ötesindekini, beden dilleriyle, duygularıyla, düşünceleriyle,
tutumlarıyla gönderdikleri sinyalleri algılayabilirsiniz.
Psikiyatrist Belleruth Naparstek
kendisinde altıncı duyuyu kullanma halinin ya da PSİ yeteneğinin danışanlara
hizmet ederken bir tür meditasyon yaşamasıyla geliştiğini söylemektedir.
Mesleğine başladıktan birkaç yıl
sonra danışanların çevresinde ışıklar görmeye başlamış, sonra renkleri de
görmeye başlamıştır. Bu haldeyken danışanların gördüklerini görmekte ve
hissettiklerini hissetmektedir. Sevgi olarak adlandırdığı bütünsel bir hissin
farkına varmaktadır. Aynı zamanda normal zamandakinden daha fazla açıklık
içinde düşünebilmektedir.
Kendisi için harikulade bir
meditasyon olan bu haldeyken, sakin bir coşku ile dolmaktadır. Yaşamının diğer
alanlarında stres altında, sabırsız, yargılayıcı ve rahatsız olabilse de,
danışanın karşısına her oturduğunda "bu zihin haline" otomatik olarak
ve çaba harcamadan girmektedir. Danışanına odaklanırken kalbini açmaktadır.
Empati ve şefkat beslemektedir.
PSİ yeteneğinin böyle geliştiğini
açıklamaktadır. Açık kalplilik tutumu yanında PSİ yeteneğinin de yıllar içinde
büyüdüğünü, "zamanı askıya alan bir zihin halinin" geliştiğini,
meditasyon halinin "derin bir dikkat odaklaması" olarak kendini gösterdiğini
açıklamaktadır. Yardım etmek isteyip de kendisini çaresiz hissettiği anlarda,
"doğru düşüncelerin ve sözlerin" geldiğini, bazen de sadece sevgi
dolu hislerle "açık bir kalbin enerjisiyle" yıkandığında, kendi
deyişiyle "bilgelik" açığa çıkmaktadır.
Altıncı duyumuzu geliştirmek
istiyorsak, manevi ve ruhani çalışmalarla ruhsal kalitelerimizi
geliştirmeliyiz. Kişiliğimizde köklü değişim ve dönüşümler olmalı. Sıradan
insanlar gibi düşünmemeli, konuşmamalı ve davranmamalıyız. Duyarsızlık,
çarpıtma, kasılmışlık durumlarından bilincimiz özgürleşmeli. Sakinlik,
duyarlılık, alıcılık, empati, sezgi, açıklık ve farkındalık yaşamımızın her
yanına yayılmalı. O zaman hem sevgi içimize yerleşir hem de karşımızdaki
insanın ruh halini doğru algılarız.
Altıncı Hissinizi Geliştirmenin
Yolları:
Yaşamdaki en büyük tutkunuzu
bulun.
Yaşam amacınızı belirleyin.
Zihin ekranınızda gelecekle
ilgili resmi görmeye çalışın.
Yaşamınızın tutkusunu, en derin
değerlerinizi, ilkelerinizi kullanarak büyük bir Vizyon geliştirin.
Yönünüzü bulun.
Algınızda oluşan seçiciliği
kullanın.
Fiziksel, toplumsal, zihinsel ve
ruhsal gereksinimlerinizi gözden geçirin.
Fizyolojik, güvenlik, ait olma,
özsaygı, özgüven, kendini gerçekleştirme ve kendini aşma ile ilgili
gereksinimlerinizi gözden geçirin.
Kaynaklarınızı belirleyin.
İlkelerinizi belirleyin.
Kişisel farkındalığınızı
geliştirin.
Vicdanınızı ya da İçsel
Bilgeliğinizin sesini dinleyin.
Özgür iradenizi ya da harekete
geçme yetinizi güçlendirin.
Yaratıcı hayal ya da imgelem
gücünüzü geliştirin.
Bu yaşamdaki Misyonunuzu
belirleyin. Neye katkıda bulunmak istiyorsunuz?
Rollerinizi belirleyin.
Değerlerinizi belirleyin.
Misyon odaklı hedeflerinizi
belirleyin.
Planlar yapın.
Prova uygulaması yapın.
Performansınızı geliştirin.
Planlarınızı gerçekleştirin.
Başkalarından destek alın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder