YENİ BİR DİL EĞİTİMİ VE ÖĞRENCİNİN KİŞİLİĞİ





Yeni bir dil öğrenme süresince, öğrencinin kişiliği ile verilecek eğitimde yaklaşımlar  tamamen paralel önemli iki etkendir. Bu bağlamda  dil öğrenimi sırasında öğrenci oldukça karmaşık duygular içine girebilir. Bu  duygular sınıf ortamında doğan,gelişen ve zamanla ders takibi yapılmadığı takdirde öğrencide, öğrenmede davranış bozukluğuna kadar gidecek isteksizlik haline dönüşebilir. Örneğin sınıflarda yapılan etkinliklerde öğrenciye konu hakkında soru yöneltilebilir ve öğrenci soruyu yanıtlamakta sıkıntı yaşar. Soruya yanlış cevap verebilir ve bir dahaki etaplarda kendisine yöneltilecek soruları bilememe korkusuna sahip olabilir. Öğrencinin bu kör noktaya gelmemesi için ailesi ya da bir eğitimci tarafından gözlem altında tutularak,ödev ve ders takibi yapılması sağlanmalıdır. Sizlerle bu konuda yaşadığım bazı tecrübeleri paylaşmak istiyorum. İçine kapanık, sessiz çok sevdiğim bir öğrencim ingilizce konuşmakta çekimser tutumlar içerisindeydi. Ne yapmalı diye düşünürken pedagojik formasyonum çerçevesinde çalışmalara başladık. Bir ses kayıt cihazı ile öğrencime ses kaydı yaparak  kendini tanıtacağını söyledim ve ses kaydı için hazırladığımız sunumu okumasını istedim.Ç alışma çok güzel başlamıştı; sesi her zamankinden gür,kendine tam güvenen bir öğrenci vardı karşımda..Heyecanla kayıt bitiminde ses kaydını dinlemek üzere oturduk. Çok mutlu, çok dinamik bir atmosferde kaydı dinledik ve öğrencim başka yazılar yazmamızı , onları seslendirmek istediğini hatta ingilizce şarkılar öğrenmek istediğini ve bu şarkıları sınıfta da arkadaşlarıyla paylaşmak istediğini söyledi. Artık ingilizce konuşmaktan kaçmıyordu. İçinde sessizce kurduğu düşünceleri saklamıyordu. Sanıyorum kendine olan güveniyle tanışacağı ilk adımları beraber atmıştık..

Yapılan araştırmalara gelince,edinilen sonuçlar öğrencinin dil öğrenimdeki çeşitli konularda motivasyonunun nasıl bir kişilik oluşuna bağlar. Örneğin dışa dönük kişilerde konuşma becerileri , okuma becerileri ileri seviyelere çıkarken;içe dönük kişilerde konuşma becerilerinin fazla ilerlemediği saptanmıştır. Bu gibi durumlarda yine profesyonel destek ile öğrencinin zayıf yanları güçlendirilebilir. Sınıf ortamında öğrencinin yabancı dili konuşamamasının altındaki nedenler ortaya konulabilir. Tüm bu süreç öğrencinin yalnızca şimdiki yaşantısını değil,tüm hayatı boyunca yaşamında yabancı dil dışındaki konularda da etkili olacaktır. Öğrenci her konuda kendine tam güvenebilmelidir.Bu süreçte öğrenciyi kendisine olan güveni arttırmada , deneyimli anne babalar ve öğretmenler takdir ederseniz çok önemli bir yere sahiptir.

Ezberle eğitim ise tamamen kalıplara sokarak , tek amacımız olan özgür düşünceyi yaralayacaktır.Öğrencinin hevesini artıran eğitimlerle, olumlu güdülenme sağlanmalıdır.Eğitmen, öğretmen ,anne baba; bilgileri öğrenciye sunmaktan sorumlu kişidir.Yalnızca bilgiyi değil,bilmeyi ve öğrenmeyi öğretendir. Önce güdüleme ardından merak ardından olumlu tavır ve en son bilgi gelecek ve kuşaktan kuşağa pırıl pırıl gençlerin yetişmesi sağlanacaktır. Gelecek yazımda güdüleme yolları hakkında faydalı bilgiler paylaşacağım.
Herşey gönlünüzce olsun,başarınız bol olsun.

Gülşah Altuntecim Çağatay
Eğitimci ve Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder