Kadının çapkını olur mu? Bazılarına göre “hayır” bazılarına göre “evet”tir bu sorunun cevabı. Aslında nasıl ki, erkeklerin çapkınları varsa kadınların da çapkın olanları var tabi ki.
Fakat tarihler boyu çapkınlık lakabı hep erkeklere yakıştırıldığı için hanımlar bu işi hep gizli yapmayı tercih etmişlerdir.
Daha doğrusu bana göre, belki çoğu erkeğin gücüne gidecek ama hanımlar bu işi daha bir kılıfına uydurarak yapıyorlar.
“Niye kadınlar daha başarılı?” diyecek olursanız size şöyle cevap verebilirim. Öncelikle erkekler ilişkilerini o kadar göz önünde yaşıyorlar ki, kadınlarınki arada kaynıyor. Diğer bir önemli sebebi de çapkınlıkta erkeğin kaybedecek çok fazla bir şeyi yok. Ama toplumun genel kuralı olan “erkeğin elinin kiri, kadının namusu” kavramı kadınları daha fazla dikkatli olmaya sevk ediyor.
Tabi her kadını bu kategoriye koymuyorum ama kimse çapkın kadın yok diyemez. Kadınların çapkınlıklarını erkeklerden ayıran en önemli taraf, erkeklerin çapkınlıklarını cinsellikle orantılı yapmalarıdır. Kadınlar ise cinselliği en son noktada dahi zor düşünürler yani kadınların çapkınlığı gönül eğlendirmekten ibarettir.
Kadınların karşı cinsi etkileme metotları, uzun yıllardır hep aynıydı, ta ki kadınlar iş hayatında kendilerini sıkça göstermeye başlayana kadar...
Çok uzun yıllar öncesinde tüm genç kızların ortak bir amacı vardı: Çıktıkları delikanlıyı nikah masasına oturtmak. O zamanlar şimdiki gibi “birbirimizi tanıyalım” dönemi bir iki yıl sürmezdi. Öyle gece dışarı çıkmaları bir yana, gündüz bile gezmek çok zordu.
İşte bir-iki aylık tanışma döneminden sonra olay gerçekleşirdi, her zamanki gibi delikanlı kızı pastanede bekler, kız suratı çok asık bir şekilde gelir, önündeki pastayı çatalınla delik deşik eder, ara ara gözleri dolar, yutkunur. Delikanlı onlarca kez “Neyin var, ne oldu?” diye sorar ve nihayet bir iki saat sonra kız patlar:
“Beni istiyorlar…”
Kısa bir suskunluk, delikanlı çatık kaşları ile “Kim?” der.
Kız üzgün ve mahcup bir ifadeyle, “Bir tanıdığımızın aile dostları, durum çok ciddi, babam verecek, gel sen de beni istet.”
Nedense bu numarayı o zamanlar bütün delikanlılar yutardı, yirmi yıl önce bu şekilde gerçekleşen evliliklerin çoğunlukta olduğundan benim hiç şüphem yok.
Fakat şimdi beyler bu numaralara kanmıyorlar. Hatta bazı erkekler kıza “Vallahi benim evlenmeye niyetim yok iyi bir kısmetse hiç kaçırma.” diyenler bile var. Tabi zaman değiştikçe eski huylar, eski adetler yerini modern çağın nimetlerine bıraktığı için hanımlar da karşı cinsi etkileme yöntemlerini geliştiriyorlar.
Giyimden kuşamdan tutun da kredi kartı kullanımından kollarındaki saate, omuzlarındaki çantadan gittikleri geldikleri yerlere kadar tüm detaylar çok önemli bir hal aldı.
Erkekleri etkilemenin en etkili yolları
Şimdi bayanların karşı cinsi etkilerken nasıl bir yol çizdiklerine bir bakalım. Yazdıklarım bu kez erkeklerin çok hoşuna gidecek. Bayanlar bana kızmayın hep erkekleri yerden yere vurmadık mı? Adaletli olmamız lazım öyle değil mi? Ne erkeksiz ne de kadınsız bir dünya düşünmek mümkün değil. O zaman kendimizi de yazalım ki, adalet yerini bulsun. Önce genç gruptan başlayarak ileriki yaşlara doğru uzanalım:
Çocukla çıkma yola düşerse ağlar, düşersen güler
17-25 Yaş Arasındaki Bayanlar
Henüz hayatı tanımaya başlamış ve biraz yol almış bayanlardan oluşmaktadır. Çok gariptir ki, bu yaşlarda kızların aklında hep aynı düşünce vardır: Zengin bir koca bulup güzel bir hayat yaşamak.
Zamane kızları bir alem! Birilerini tavlamak için daha o yaşlarda neleri göze alıp nerelere gidiyorlar. Bu yaş grubunun en çok kullandığı metot, pahalı spor salonlarıdır. Birçok erkeğin gönül eğlendirmek için tercih ettikleri yöntemi, bayanlar ciddi bir ilişki için kullanmayı tercih ediyorlar ve tabi ki sonu hüsranla son buluyor!
Çünkü amaç her iki cins için de birini bulmak olsa da beklentiler farklı olunca bayanların elleri maalesef boş kalıyor. Bu bayanlar, canlarından dişlerinden biriktirip, milyonlarca liralarını pahalı salonlara verirler.
Tabi kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez ya! Onlar da öyle yapıyorlar.
Kızlar, spor salonlarında ilk günler etrafı bir kolaçan ederler. Kim gelmiş, bekarlar ne tarafta? Özellikle grup takılan beyler daha caziptir, onlarla iletişim daha çabuk kurulur. Çünkü bayanlar bu tip girişimleri yalnız değil mutlaka yanlarında bir arkadaşları ile yaparlar.
En klasik yöntem, şu koşu bantlarındaki tanışma seramonileridir. Kız delikanlının yanındaki bantta salına salına yürümeye devam etmektedir fakat bir şekilde de yandaki delikanlı ile iletişim için bir şeyler yapmalıdır. Hemen birinci kural uygulanır.
Kız koşu bandının düğmeleri ile oynamaya başlar, sanki bilmiyordur makinenin özelliklerini. Aslında gerçekten bilmeyenleri de vardır. Neyse düğmelerle oynarken, birden koşu bandı öyle bir hızlanır ki, kız korkudan ne yapacağını bilemez bir halde koşmaya başlar ve düşecek gibi olurken de 'ay, ay, ay…' diyerek çığlık atar.
Delikanlı hemen olaya müdahale eder, bandı bir kurtarıcı edası ile durdurur. Fakat kızcağız çok korkmuştur, ödü patlamış ve ayakları titremektedir. Delikanlı kızı alır, bara götürür. Bir bardak su getirir. İşte kız amacına ulaşmıştır. Aralarında bir diyalog başlar, telefonlar alınır verilir. Kız bir-iki gün delikanlının aramasını bekler şayet telefon gelmez ise kız delikanlıyı arar ama nasıl:
- Alo kiminle görüşüyorum.
- Kimi aradınız hanımefendi.
- Aslında kimi aradığımı biliyorum dersem yalan olur, defterimin kösesine yazmışım numaranızı, benim adım Demet. Yanlış oldu galiba kusura bakmayın, derken delikanlı duruma el koyar .
- Yok, yok yanlış değil benim Ali, spor salonunda tanışmıştık hani?
Kız sevecen bir şekilde,
- Ah evet, nasılda unutmuşum kusura bakmayın, nasılsınız, diyerek konuşmayı başlatır.
İkinci kural da gerçekleşmiştir artık. Bundan sonra telefonlaşmalar, çıkmalar ve daha önceki yazımda bahsettiğim oyuncak ayı hediye etme durumları hasıl olur.
Bayanlar size bir tüyo vereyim:
Aslında bu taktikleri tüm erkekler anlar ve bilirler de anlamamazlıktan gelirler.
Tabi bu tip ilişkiler pek uzun sürmeyeceğinden herhangi bir ayrılık halinde genç kız, kendisine hediye edilen o ayı salya sümükten leş gibi olana kadar ağlar ya da kız sadece gezme tozma, vakit geçirme havasında ise kendisi için bedbaht olmuş delikanlının gözyaşlarına aldırış etmeden yeni hediye edilen oyuncak ayısı ve yeni sevgilisi ile gezer tozar.
Tek amaçları evlenmektir
25-32 Yaş Arasındaki Bayanlar
İkinci grup, 25-32 yaş arasındaki hanımlardan oluşur. Bu yaş grubu aslında en tehlikeli gruptur. Bu yaşlarda bayanların aklı fikri evlenmektir. Evde kalma korkuları bir kabus olmaya başladığından bu yaşlardaki bayanların amaçları genellikle evlenmektir.
Bu yaşlarda şayet sabırsız davranırlarsa iş yerlerinden veya aile çevrelerinden bir delikanlı ile klasik bir evlilik yaparlar. Hemen bir çocuk doğurup en azından altı yedi senelik bir evlilik dilimini garantiye alırlar.
Fakat biraz sabırlı davrananlar, daha iyi bir kısmet kapmak için kendilerine zaman tanırlar. Çoğunluğu bunda çok başarılı olamaz. Ama az da bir kısım bayan zengin kocayı kapıp rahat bir hayat sürerler.
Normal şartlarda bir iş yerinde çalışan ve aile yaşantısına sahip hanımların etkileme yöntemleri genellikle çörek börek muhabbetleri ile başlar. İş yerine sabah çaylarında yenilmek üzere evde pişirilen poğaça ve kurabiyelerden getirilir, beylere ikram edilir, beyler “Eline sağlık annen mi yaptı?” diye sorunca da “Yo hayır ben yaptım.” denir. Delikanlı “Ooo… Hamaratmışsın da. Ellerine sağlık ne kadar güzel olmuş.” der.
Bu yeme içme muhabbetleri her gün olmasa da aralıklar ile devam eder. İlerleyen günlerde delikanlının aile yapısı laf aralarında keşfedilir. Annesine ufak hediyeler alınır. Tabi anne de oğlunu aradığında kızı telefona ister teşekkür eder. Genç kız ağır ve emin adımlarla yoluna devam etmektedir.
Ufak iddialara girilir ve özellikle kaybedilir. Bu iddialar öğle yemeği olur genellikle.
İşte bu şekilde meydanın dışına yavaş yavaş çıkmaya başlanmış olur.
Bu yemeğe çıkmalar, hafta sonları sinema, tiyatro olarak devam eder ve iş en sonunda nikah masasında biter.
Bir de ikinci grup bayanlarımız vardır ki, bunlar sosyal olup iş hayatının içinde daha faal olduklarından dolayı oldukça rahat davranırlar.
Bu yüzden olaya direkt girerler. Çünkü iş hayatının vermiş olduğu çabukluk ile hareket ederler. Bunların ilişkileri öyle ciddi boyutlarda olmaz çünkü erkekler bu bayanları ciddiye almazlar.
İş çevrelerinde girip çıktıkları firmalardaki erkeklerle önce arkadaş olup, dostça sohbet ve yemeklere giderler. Sonra da bu arkadaşlıkları daha ileri boyutlara taşımak için ellerinden geleni yaparlar.
Genellikle ilk taktik şöyledir: Bir gün delikanlıyı arar ve “Canım çok sıkkın akşam işin yoksa buluşalım mı?” der. Delikanlı haliyle kabul eder. Akşamki program kızın kafasında bellidir -canı sıkkın ya- sakin ve sessiz bir yer olmasını ister. Delikanlı’da buna uyar. Baş başa bir yemek yenir ve kız içini döker. Mümkünse ağlar, delikanlının omzuna başını yaslar, tabi bu arada çok üzgün ama makyaj, kıyafet, ful aksesuar, parfüm… Yani zavallı delikanlının etkilenmesi için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Tabi delikanlı bir erkek neticede, bu kadar şeyden sonra etkilenmemesi mümkün değildir.
Bir de bu tarzdaki bayanların diğer yöntemleri tatillerdir. Özellikle yaz tatillerinde ne hazırlıklar yapılır anlatamam size. Bodrum, Antalya hep bu bayanlar ile doludur. Bir haftalık tatil için ne para harcanır inanamazsınız. O mayolar, bikiniler, gece kıyafetleri… Kesenin ağzı sonuna kadar açılır.
Bu tatillerde bulunan erkekten ne olur bilemem ama çok az tatilde tanışıp evlenen duydum.
Bu kategorideki bayanların meslek grupları pek kariyer gerektiren tarzda değildir. Çünkü bu tip yöntemlere baş vuran kadınların idealleri zaten mesleki kariyer olmadığı için tarzlarındaki aleladeliği fark edemezler.
Yani meslekleri sıradan mesleklerdir, herhangi bir kariyer ve derin tecrübe gerektirmeyen meslek gruplarındandır bu hanımlarımız…
Kadın şarap gibidir, durdukça güzelleşir
35-45 Yaş Arasındaki Bayanlar
Kendini bilen her erkeğin tercih edeceği bir yaş grubudur. Tabi kendini bilen kadınlardan söz ediyorum burada. Bunlar bir ideali olan kariyerinin ortalarında veya doyum noktasında olan bayanlardır.
Akıllı, zeki, asil ve ne istediğini bilen, sabırlı tiplerdir…
Hayatlarında bir erkeğin olmasını istemeleri en doğal haklarıdır. İstedikleri ve beğendikleri erkekleri ne pahasına olursa olsun elde etmek için sabırla savaşır ve genellikle de kazanırlar.
Kariyer sahibi ve idealist oldukları için çok asilce metotlarla strateji belirlerler. Kişilik ve maddi kaygıları olmadığı için çok daha sağlıklı bir mücadele verir ve erkeği ayaklarına bir güzel getirirler. Bu gruptaki bayanların partneri olacak erkekler, kırk ve üstü yaşlar olduğu için artık siz hayal edin ne kaliteli bir ortam içinde olacaklarını…
Böyle bir kadının, karşısındaki erkeği etkileme yöntemi diğerlerinden çok farklıdır. Önce beğendiği erkeği bir süre takip eder, hoşlandığından iyice emin olduktan sonra yavaş yavaş harekete geçer.
Çünkü ciddi bir ilişki yaşayacaktır ve günübirlik ilişkiler ona göre değildir.
Zaten karşısındaki erkek mesleki anlamda kendisinin farkındadır, bunun için ayrı bir çaba sarf etmesine gerek yoktur. Önemli olan özel yaşantısını karşısındaki erkeğe belli etmesidir.
Bunu da daha çok iş görüşmeleri için yapılan telefon konuşmalarında belli eder. Aynı zamanda da adamın özel yaşantısı hakkında bilgi sahibi olur ve o detaylar üzerinde yoğunlaşır.
İkinci olarak adamın fiziksel görünüşünü, giyimini, kuşamını inceler ve ona daha yakışacak birçok alternatif olduğunu söyler. Buna en güzel örnek şöyledir: Mesela bir görüşmede giydiği kıyafeti inceler, birkaç gün sonra adam masasında bir paket bulur. İçinde çok şık bir kravat vardır ve yanında bir not: “O takımın içinde bu kravat sizi daha yakışıklı gösterecek.” Hangi erkek etkilenmez!!!
Bu yaş grubu bayanların birlikte olacağı erkekler, genellikle çok yoğun oldukları için hep kendilerini dinleyecek birisini ararlar.
İşte üçüncü ve en önemli kuralda budur. Dinleyeceksin, sabırla ve özveriyle.
Zaten bu kadınlar, bunları özellikle yapmazlar, yapılarında vardır ve doğal olarak beraberinde gelir.
Anlayışlı olmak en baştaki kuraldır. Adam zaten yıllardır "dır dır"dan bıkmıştır ve evlilik kelimesini ağzına almak istememektedir. Çünkü evlilik onu korkutmuştur. Ancak zamanla bu fikrin kendiliğinden oluşması gerekmektedir. Bunu da ancak ilgili, anlayışlı, bakımlı ve becerikli bir kadın sağlayabilir.
İşte bu yaştaki kadınların en güzel tarafı da budur. Neyi nasıl alacaklarını çok iyi bilirler.
Artık sohbetler özel konuları içermeye başlamış, görüşmeler sıklaşmış, kadın hiçbir şekilde erkeği sık boğaz etmemektedir. Başarılıdır, maddi beklentisi yoktur, anlayışlıdır. E bir erkek daha başka ne isteyebilir ki?
Hatta buluşmak için kadın randevuya giderken yolda bir telefon gelir, adam işinin çıktığını söyler, kadın buna hiç itiraz etmez ve üstüne birde ona iyi eğlenceler diler ve adam biter zaten.
Bu olaylar böyle devam ederken kadın arada erkeğe ufak hediyeler alır, şayet çocukları varsa onları da unutmaz.
Adamın kafasında çok güzel bir resim çizilmiştir artık. Bir de cinsellikte ortak bir nokta bulunmuşsa hiçbir erkek hayatını bu kadar güzelleştirecek bir kadından kolay kolay vazgeçmez.
Bu gruptaki bayanlarımızın özellikle dikkat ettikleri nokta kendi kişiliklerini zedeleyici bir ilişki içine girmemeleridir.
Bu yüzden en kaliteli, en kendini bilir yaşlar bu yaşlardır. Hızlı bir hayat yaşamış, görmüş geçirmiş, her türlü çılgınlığı yapmış bir erkeğin sığınacağı en sağlıklı limandır bu hanımlar.
Ve karşısındaki erkeğe ne ile karşılaşırlarsa karşılaşsınlar asla zarar vermezler. Yapacakları tek şey sessiz sedasız geri çekilmek olur. Bu da o erkeğe yapılacak en büyük kötülüktür.
Yavaş yavaş zirveye taşıdıkları erkeği, aniden bırakarak aşağıya atmaları işten değildir. Asla aşkları için bedbaht olmazlar, içlerinde yaşarlar ve sindirirler acılarını. Aşk için üzülürler ama ölmezler. Çünkü çok derin ve samimi yaşarlar duygularını. Bir kereliğine aşk için ölmek onlar için basitliktir. Efendi gibi acılarını çok uzun bir müddet yaşarlar, sabırları tükendiğinde yapacakları tek şey şudur:
Sadece bir gün aniden bitti der ve arkasını döner gider, geri dönmesi çok zordur, döndürebilen erkek de zaten kadını kendine aşık etmiş demektir.
Dediğim gibi bu gruptaki bayanlar; bir erkek için ya hayatın geri kalanının muhteşem bir şekilde yaşanması ya da kaçırılmış en güzel fırsatlar anlamına gelir.
Karşı tarafı etkilemek için gayret sarf etmezler
45 Yaş Üstü Bayanlar
Bu yaşlardaki bayanlar için çok fazla bir şeyler yazmaya gerek yok. Zaten 35-45 yaş arasında güzel bir ilişki yakalanmışsa devamı çok uzun seneler sürecektir. Yakalanmamışsa -kadınlar erkekler gibi değildir- bu yaşlarda sakin ve sesiz bir hayat sürmeyi tercih ederler. Bu yaşlardaki bayanların en çok hoşlandıkları şey seyahat etmektir. Maddi imkanları elverdiği sürece bol bol çeşitli ülkeleri gezerler. Şayet kader kısmete inanıyorsalarsa, bu gezilerde kendileri gibi biraz hayata geç kalmış beylerle karşılaşmaları da mümkündür. Öyle bir karşılaşma olursa ikinci bahar dedikleri mutluluklarını yakalamaları kaçınılmazdır.
Ve karşı tarafı etkilemek için özellikle bir gayret sarf etmezler, çünkü hayat onları artık olgunlaştırmıştır. Anlatmaya gerek yoktur hal, tavır, hareket ve üslupları ile kendilerini zaten ifade etmektedirler.
Kadın olsun erkek olsun hepimiz karşı taraf için varız ve var olma savaşı vermekteyiz. Bence, hayatın en güzel yanlarından biri budur.
yazan: Sevda Türküsev / www.gencgelisim.com