Bellek, çevreden alınan bilgilerin ve günlük yaşantıda öğrenilen davranış kalıplarının kalıcılığını sağlar. Belek olmasaydı, her davranışı yeniden öğrenmek zorunda kalırdık ve hiçbir zaman gelişme gösteremezdik.
Bellek üç aşamadan oluşur: Kodlama, depolama, ara-bul-geri getir. Kodlama, öğrenilen bir bilgi veya davranışın diğer öğrenilmiş yaşantılardan farklı olarak belirlenmesidir. Örneğin, gördüğümüz bir araç plakasını, diğer bilgilerden ayrı olarak kodlarız. Bu işlemden sonra kodladığımız bu bilgiyi depolarız. Herhangi bir zamanda bu plakayı hatırlamak istediğimizde, onu depoladığımız yerde bulup geri getiririz. Bu son aşamaya da “ara-bul-geri getir” denilir.
Öğrenme, beş duyu organıyla çevreden alınan uyarıların beyinde bazı işlemlerden geçirilmesi ve tekrarlar sonucu oluşur. Öğrenme bellekle bağlantılı bir kavramdır. Çünkü öğrenilen bilgiler bellek tarafından saklanır.
Çok sayıda belleğin var olduğu söyleniyorsa da günümüzde uzmanların çoğunluğu genel olarak iki tür bellekten söz eder: Kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek. Kısa süreli bellek, en çok 20-30 saniye içinde hatırlanması gereken bilgilerin tutulduğu alandır. Uzun süreli bellek ise günler, aylar ve yıllar sonra hatırlanması gereken bilgilerin sakladığı yerdir.
Kısa Süreli Bellek
Kısa süreli bellekte çok sınırlı bilgi bulunmaktadır. Her gelen yeni bilgi, önceki bilgileri dışarı atar. Anlık, kısa süreli bellek ve biraz daha uzun süreli bellek diye iki tür kısa süreli bellek olduğu ifade edilir. Anlık kısa süreli bellek, beyne gelen uyaranların birkaç saniye içinde hatırlanmasıdır. Örneğin, ilk defa gördüğümüz bir insanın yüzüne bakıp hemen yüzümüzü çevirdiğimizde, çok kısa bir süre o kişinin yüzü hayalimizde kaybolmaz. Sanki o yüzü görme süreci hala devam etmektedir. Fakat aradan geçen kısa süreden sonra yüze dair birçok şey unutulur.
Uzun süreli kısa bellek, çevreden alınan uyarıcıların biraz daha uzun bir süre hatırlanmasını sağlar. Örneğin, beyne ulaşan bir telefon numarasının birkaç dakika sonra tekrar hatırlamasında biraz daha uzun süren kısa sürekli bellek kullanılır.
Alınan bilgiler önce kısa süreli bellekte işlenir, daha sonra gerekli görüldüğünde uzun süreli belleğe aktarılır. Kısa süreli bellekte bilginin daha uzun kalması, bilginin tekrar edilmesine bağlıdır. Kısa süreli bellek ile ilgili aşamalar şöyle açıklanır:
Kodlama: Çevremizde sınırsız sayıda uyaran ve beynimize doğru akın eden çok sayıda bilgi vardır; ancak bu bilgilerin sadece bir kısmı alınır. Çevredeki olay ve bilgiler önce uygun duyusal kodla kısa süreli belleğe alınır. İşitsel uyaranlar işitme ile ilgili kodla, dokunma ile ilgili uyaranlar tensel kodla algılanır. Kodlanan bilgiler olduğu gibi alınmaz; ihtiyaç, dikkat ve algı düzeyine göre bilgiler sadeleştirilerek alınır. Alınan bilgiler uzun süreli belleğe aktarılmazsa unutulur, yerine yeni bilgiler alınır.
Fotoğrafik Bellek: Genel olarak insanlar gördükleri bir manzarayı kısa bir süre hatırlar ve bu hatırlama yüzeyseldir. Fakat bazı inanlarda olağanüstü bir fotoğrafik bellek vardır ve kısa bir süre baktıkları bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar hatırlayabilirler. Bu bellek türüne otistik çocuklarda da rastlanır. Çocuk birkaç saniyelik süre içinde gördüğü bir manzarayı en ince ayrıntısına kadar resmedebilir. Bu yeteneği olan otistik çocuklar alışık oldukları ortamdaki en küçük değişimleri anında fark edebilirler. Örneğin, odasındaki panodan onlarca toplu iğne vardır. Çocuğun odada olmadığı bir zaman, bu iğnelerden biri alınırsa, çocuk iğnenin eksikliğini odaya ilk girişinde algılar.
Depolama: Kısa süreli bellekte, bilgiler belli bir süre depolanır ve kısa bir süre içinde unutulur. Bilgiler ortalama 7 birimden sonra hatırlanmaz. Bazı insanlar 5 birimden sonrasını hatırlamazken, bazıları da 9 birime kadar belleğinde tutabilir. Kısa süreli belleğe gelen bilgiler gruplandırıldığında kalıcılık süresinde artış olur.
Ara-bul-geri getir: Kısa süreli belleğe alınan bilgilerin herhangi bir arama işlemi gerektirmeden kullanıldığı sanılır; çünkü kişi bu bilginin farkındaymış gibi düşünülür. Oysa kısa süreli bellekte depolanan bilginin hatırlanması için, kişinin onu arayıp bulması gerekir.
Uzun Süreli Bellek
Öğrenilen bilgilerin depolandığı bellektir. 30 saniye sonrasında hatırlanan her bilgi uzun süreli bellekte depolanır. Buradaki bilgiler birçok etkene bağlı olarak farklı sürelerde korunmaktadır. Çok iyi öğrenilen ve sık olarak kullanılan bilgiler ömür boyu saklanırken, fazla ilgi çekmeyen ve az tekrar edilen bilgiler de birkaç saat içinde unutulabilir. Uzun süreli belleğin belli bir sınırı yoktur. Öğrenilen her bilgi burada muhafaza edilir ve istendiğinde hatırlanıp kullanılır. Bilgiler, protein sentezi ile uzun süreli belleğe aktarılır. Uzun süreli bellek ile ilgili aşamalar şöyle açıklanır:
Kodlama: Dışarıdan insan zihnine gelen bilgiler bir kodlama işlemine tabi tutulduktan sonra bellekte depolanır. Duyu organlarıyla içeri alınan bilgiler ilgili duyusal kodla algılanır. Sözlü iletişimde anlam en önemli kodlama aracıdır. Yapılan bazı araştırmalar bireylerin, dinledikleri cümlelerin anlamını kavradıktan sonra kelimeleri unuttuklarını; fakat kelimelerin oluşturduğu cümlenin temelinde yatan anlamı rahatlıkla hatırladıklarını göstermiştir. (Sachs, 1967; Cüceloğlu, 1996)
İnsan belleği mekanik bir mekanizma olmadığı için gelen bilgiler olduğu gibi değil, kişi için ifade ettiği anlam kodlanıp alınır. Alınan bilgiler anlamlı olarak ilişkilendirilip kodlandığında daha uzun süre saklanır. Başka bilgilerle ilişkilendirilmeyen bilgiler daha çabuk unuturken, ilişkilendirilen bilgiler daha kolay hatırlanır. Örneğin, filiz adında biriyle tanıştığımızda, filizi “çiçek filizi” olarak düşünüp kodladığımızda daha kalıcı olur. Tanıdığımız bir başka filiz ismiyle ilişkilendirdiğimizde ve her iki filiz arasında benzer yönler düşündüğümüzde “filiz” isminin belleğimizde saklanma süresi daha da artar.
Depolama: Çevreden alınan bilgiler, önce kısa süreli bellekte belli bir işlem sürecinden geçtikten sonra uzun süreli bellekte depolanır. Öğrenilen her bilgi ve yaşantı depolanabilir ve istendiği zaman hatırlanıp kullanılabilir. Depolanan bilgiler genellikle bellekte varolan eski bilgilerle ilişkilendirilir. Bilgilerin uzun süreli bellekte depolanabilmesi için, o bilginin öğrenilmesi gerekir. Bunun için bilgi kodlandıktan sonra tekrarlanmalıdır; çünkü tekrarlanan bilgiler bellekte daha uzun süre kalır.
Ara-bul-geri getir: Uzun bellekte olan bilgiler kullanılacağı zaman aranıp bulunur. Bilgiyi hatırlayıp geriye getirme süreci belli bir zaman alır. Kimi bilgiler çok kısa sürede hatırlanırken, kimi de günler sonra hatırlanabiliyor. Bilginin hatırlama süresinin uzun veya kısa olması bellekteki aşamaların doğu işlenip işlenmediğine bağlıdır. Eğer kodlama, depolama ve ara-bul-geri getir aşamalarından herhangi birinde bir sorun yaşanırsa, bilginin hatırlanmasında aksaklıklar yaşanabilir.
Bazı psikologlar, uzun süreli belleğin “anısal bellek” ve “anlamsal bellek” olmak üzere iki kısımdan oluştuğunu söylemekte, bazıları da “işlemsel bellek” adında üçüncü bir belleğin de eklenmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Anısal bellek: Kişisel bilgilerin yer aldığı bellek olduğu için otobiyografik bellek de denilir. Yaşantımızla ilgili bütün deneyimler, olaylar bu bellekte depolanır.
Anlamsal bellek: Bu bellekte hem sözel hem de görsel uyaranlar, önerme ağları ve şemalarla muhafaza edilir.
İşlemsel Bellek: İşlerin yapılışlıyla ilgili bilgiler burada yer alır. Bilginin depolanması çok fazla tekrarı gerektirir; fakat istendiğinde çok çabuk hatırlanır. İşlemler yapılışı bellekte otomatikleştiği için fazla çaba gerektirmeden hatırlanır.
Çetin Özbey
www.cetinozbey.com
Kaynak: www.gencgelisim.com