“Efendim, siz beni tanımazsınız.” dedi genç adam. “Oğlunuzun hayatını
kurtardığı asker benim. O gün oğlunuz pek çok hayat kurtardı ve kalbinde mermi
isabet etmişken beni güvenli bir yere taşıdı ve hemen sonra öldü. Sürekli
sizden ve sanatı ne kadar çok sevdiğinizden bahsederdi.” dedi.
Genç adam elindeki paketi uzattı:
“Bunun önemli olmadığını biliyorum.” dedi. “Büyük bir sanatçı değilim.
Fakat oğlunuz bunun sizin olmasını isterdi.”
Baba, paketi aldı ve açtı. Oğlunun, genç adam tarafından yapılmış
portresiydi bu. Baba çok duygulandı ve gözünden yaşlar akmaya başladı. Genç
adama teşekkür etti ve ona yaptığı portre için para teklif etti.
“Hayır efendim” dedi genç adam. “Oğlunuzun benim için yaptıklarını
ödeyemem. Bu, bir hediye dedi.
Adam portreyi salonların tam ortasına astı. Evine misafir geldiği günlerde
onlara, önce oğlunun portresini, daha sonra sanat değeri yüksek olan eserleri
gösteriyordu.
Birkaç sene sonra adam öldü. Resimleri için büyük bir müzayede oldu. Birçok
zengin ve nüfuzlu kişi müzayedeye katılıp bu eserlerden hiç olmazsa birini
satın alma heyecanını taşıyorlardı.
Müzayedeci açılışı yaptı.
“Bay X’in oğlunun portresiyle müzayedeyi açıyoruz” dedi. “Bu resim için ne
kadar veriyorsunuz?”
Müzayede salonunda sessizlik hakimdi. Odanın arkasından biri bağırdı:
“Meşhur tabloları görmek istiyoruz. Bu portreyi geçin.”
Fakat müzayedeci ısrar etti:
“Bu resim için ne kadar veriyorsunuz?”
Sinirli bir sesin:
“Bu resmi görmek istemiyoruz. Van Gagh’un Rembrandt’ın tablolarını görmek
istiyoruz!” diye bağırdığı duyuldu.
Fakat müzayedeci devam etti:
Bay X’in oğlunun portresi! Alan yok mu?”
Sonunda, odanın gerisinden bir ses duyuldu. Bu, vefat etmiş adamın uzun
yıllar yanında çalışan bahçıvanın sesiydi:
“Bu tablo için on dolar veriyorum.”
Fakir bahçıvanın gücü bu kadar yetmişti.
“On dolar veriyorlar. Yok mu artıran?
Kalabalık öfkelenmeye başlamıştı. Bay X’in oğlunun portresini
istemiyorlardı. Koleksiyonları için büyük yatırım olacak eserleri istiyorlardı.
Müzayedeci tokmağını vurdu:
“Satıyorum. On dolara saaaattım.”
İkinci sırada oturan adamlardan biri bağırdı:
“Diğer tablolara geçelim.”
Müzayedeci oturumu kapattı.
“Üzgünüm ama müzayede bitti” dedi. “Bu müzayede için çağrıldığımda, bana
vasiyetin gizli şartı söylendi. Bu ana kadar bu şartı açıklamama izin
verilmemişti. Sadece oğlunun portresi müzayedeye dahildi. Bu tabloyu kim
alırsa, diğer bütün tablolar onun olacaktı!”
Kaynak: www.gencgelisim.com