İçinde bulunduğunuz anı ‘milat’ kabul edip
geçmişe bir yolculuk yapmayı denediniz mi?
Ya da ‘geçmişten geleceğe’ bakabilmeyi denediniz
mi?
Soruyu daha farklı sormalıyım, belki!
İçinde bulunduğunuz anın farkına varmayı
denediniz mi?
İçinde bulunduğunuz anı ‘milat’ kabul edip geçmişe bir yolculuk yapmayı denediniz mi?
Ya da
‘geçmişten geleceğe’ bakabilmeyi denediniz mi?
Soruyu daha
farklı sormalıyım, belki!
İçinde
bulunduğunuz anın farkına varmayı denediniz mi?
***
Gelin birlikte
rasgele fotoğraflar çekelim. Biri içinde bulunduğumuz an olsun. Aynanın bize
yansıttığını görelim, samimi olarak! Davranışlarımıza, etrafımızdakilerde
bıraktığımız izlere ve kendi görüntümüze bir bakalım! Ve olması gerekeni değil,
nasıl olduğumuzu görelim, dürüstçe.
Bir diğer
fotoğraf çocukluk yıllarına taşınsın. Çocukluk yıllarındaki ‘hayaller’ olsun.
Hayallerimizde ne olmak istediğimizle ilgili düşüncelerimizi yansıtan
görüntüler olsun.
Üçüncü bir
fotoğraf da gelecekteki ‘görüntümüz’ olsun. Daha neler olmayı planladığımızla
ilgili olsun.
***
En temiz
fotoğraf karesi çocukluk yıllarına taşınır. Görüntü hayaller üzerine
kurulmuştur. Ama içteki istek, kararlılık, samimiyet sadece ‘o an’a ait izler
taşımakta ve ‘o an’a anlam katmaktadır.
Gelecekteki
görüntümüze ait fotoğraf karesine baktığımızda buğulu ve ‘içinde bulunduğumuz
an’a bağlı izler taşıyan bir doku görünmekte. İçimiz kararmış ise ‘bunalımlı’,
içimiz aydınlık ise ‘heyecanlı’ bir görüntü vermekte. Dışımızdaki tenimiz gibi
buruşmuş bir içimiz var ise ‘puslu ve umutsuz’, içimizdeki gençlik gibi dinçlik
var ise ‘ferah ve umutlu’ bir fotoğraf elde etmek mümkün.
Son ve en
önemli fotoğraf karesinden bahsetmek istiyorum: ‘İçinde bulunduğumuz anın
fotoğrafı!’
Her zaman
diliminde ısrarla farkında olmak istemediğimiz ve hep erteleyip kendimizi ihmal
ettiğimiz anın fotoğrafı!
Bir türlü
görmek istemediğimiz gerçeklerin görüntüsü! Kendimizden kaçtığımız anın
izlerinden dem vuruyorum, a canlar!
***
‘Hayatınızın
Fotoğrafı’ içinde bulunduğunuz ve kendinizi görme gerçeği içinde olmanız
gereken görüntünün ta kendisidir.
Geçmişin
bugüne kadarki taşıdığı yılları, anları, olayları, özellikleri ve güzellikleri
resmedeceğiniz görüntülerdir.
Hatırladığınızda
size mutluluk veren ve geleceğe dair ‘umutlar’ taşıdığınız resimlerdir.
“80 yaşında
hayatını tamamlamış bir insanın mezar taşına yazdırdığı yaşıyla ilgili bir
hikâyesi vardı. Mezar taşında: ‘1890 yılında doğdu, 1970 yılında iken (5 yıl yaşadı) öldü.’ yazıyordu.
Mutluluk
anlarını hep yazmış, günlüğüne! Ve ölünce mutluluk anları kadar yaşadığının
hesap edilerek yazılmasını istemiş.”
Hayatının
fotoğrafını ‘mutlu anları’ ile çekebilmiş bir insandan hikâye ettik.
Sahi siz
hayatınızın fotoğrafını çekmeyi denediniz mi?
Huzurlu, mutlu, umutlu, esenlik dolu, heyecanlı,
üretken bir ‘hayat fotoğrafı’ yaşamak insanlığın beklentisi olmalıdır.
Abdüllatif Erdoğan
www.abdullatiferdogan.com
Kaynak: www.gencgelisim.com