ASLOLAN, ÖĞRENMEYİ ÖĞRENMEKTİR

İlk ve orta öğretim öğrencileri arasında yapılan bir ankette “öğrenme nedir?” diye sorulmuş ve verilen cevaplar “kitaplarımızdaki bilgileri bilmek”, “okulda öğretmenleri dinlemek”, “okulda verilen eğitimin öğrenciye düşen kısmı”, “bilgi sahibi olmak”, “sınıfı geçmek için gereken bilgilerle donanmak”  vb. gibi olmuş. Öğrenciler, öğrenmenin okuldaki angaryalar olduğuna ve tamamen okulla sınırlı olduğuna inanarak öğrenmeyi tanımlıyorlar. Ne yazık ki öğrenmenin, okulun dışında evrensel bir aktivite olduğu öğrencilere fark ettirilemiyor.

Teknik anlamda öğrenme, beyine duyu organları vasıtasıyla aktarılan verilerin burada değerlendirilip gerekli olanların hafızaya kaydedilmesi ve bir zaman sonra bunların hafızadan geri çağırılabilmesi sürecidir.

Öğrenmeyi Öğrenme Size Neler Kazandırır?
1.                  Fiziksel, zihinsel, maddi özelliklerinize bakmaksızın, sizi ilgi odağı haline getirir. Bilgili bir öğrencinin bir kolejde veya paralı bir üniversitede burslu okuması gibi, maddi farklılıkları olan insanların aynı olanaklardan faydalanmasını sağlayabilir.
2.                  Hayatınızı baştan yaratma imkânı sunar.  Şu an nelere sahip olduğunuzun önemli olmadığını, istediğiniz geleceği kendine güven ve çalışmakla kazanabileceğinizi öğrendiğiniz zaman, bugün bir ayakkabı boyacısı dahi olsanız, gelecekte ünlü bir iş adamı olabilirsiniz.  
3.                  Daha zeki kılar. Öğrendiğiniz her kelimeyle beyin hücrelerinizi hızlandıracağınız bilgisini öğrendiğinizde, her an yeni bir şeyler öğrenerek daha zeki olabilirsiniz.
4.                  Başarı getirir. Öğrenmeyi öğrenen bir kişi, hayattaki her şeye sahip olmanın anahtarına ulaşır. Başarı, sizin için normal hale gelir.
5.                  Yaşam kalitenizi artırır. Herkes gibi düşünmekten vazgeçip, özgün fikirler yaratmayı sadece öğrenebilirsiniz. Öğrenme bu sayede düşüncelerinizi ve sizi en yukarılara taşıyacaktır.
Bu kadar değerli bir şeyin varlığını biliyoruz, ancak buna ulaşmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Batı, artık araştırmayı ve öğrenmeyi öğretiyor. Eğitimin her safhasında, ilk ve orta öğretimde, üniversitede hep öğretmenler “bizden faydalanın” der dururlar. Öğrenci bunun ne anlama geldiğini belki yıllar sonra anlar. Çünkü o zaman öğrenmesi istenilen şeylerin gereksizliği üzerine odaklanmıştır. Sınavlar için, not için, ebeveynleri için bilgileri öğrenmeye çalışır. İstek olmayınca sıkılır, öğrenmeden soğur. Hayatın tam olarak bir okul olduğunu öğrendikten sonra öğrenme üzerine düşünmeye başlar. Her şeyi öğrenmesini beklediğimiz çocuklarımıza, öğrencilerimize veya kendimize öğrenmenin nasıl olacağı hakkında çalışma fırsatı verdik mi?
Bilgi çağında akıp giden bir nehir gibi bilgi, sular seller gibi akıp geçiyor ve bilgiye ulaşacak birçok aracımız da var ama nasıl öğrenileceğini biliyor muyuz? Nasıl öğreneceğimizi bilirsek, öğrenme işinden zevk alırız. Sevdiğimiz bir işi yapmak bizi başarıya götürür.

Öğrenme, Öğrenilebilirdir

Öğrenmeyi öğrenmek, hepimiz için göz ardı edilemez bir zorunluluktur. Öğrenmeyi öğrenme, kişinin nasıl öğrendiğini bilmesi, öğrenme sürecinde bilinçli olarak yer alması anlamına gelir. Bu sayede daha az yorularak, daha verimli ve daha keyifli bir öğrenme sağlanır. Öğrenmeyi öğrenme okumakla başlar. Beyin, okuma, hafıza, kavrama gibi konular hakkında okumalı ve bunların öğrenme sürecinde etkinliklerini öğrenmelisiniz. Bu sayede öğrenme sürecinde onlara müdahale edebilir en iyi performans ile çalışmalarını sağlayabilirsiniz.

Öğrenmeyi öğrenme, aslında temelde insanın kendinden bir şeyler öğrenmesi sistemi üzerine kuruludur denilebilir. Kişi önce kendi bedeninde meydana gelen, beyninin fiziksel ve zihinsel fonksiyonlarını öğrenmeli, bir mânâda bunları okuyabilmelidir. Tony Buzan, bu durumu “zihinsel okuma” olarak tanımlar.
Toplumda birçok insanın okuma yazma öğrendiği halde, öğrenmeyi neden öğrenmediğini de buradan anlayabilirsiniz. Öğrenmeyi sadece dışsal verilere dayandırdığımız için kendimizden, düşüncelerimizden edineceğimiz bilgileri fark edemeyiz.
Öğrenme, kişide düşünce düzeyinde ve davranış düzeyinde değişiklik yaptığı sürece verimli bir öğrenme olduğundan bahsedilebilir. Öğrenme hem davranışı, hem de düşünceyi değiştirmelidir.

Öğrenmenin Amacı

Öğrenmenin amacı, kişiye, konuya veya şartlara bağlı olarak değişir. Temel ihtiyaçları karşılamak, etkinliği arttırmak, koşullara daha iyi uyum sağlayabilmek, potansiyeli tümüyle kullanmak gibi sebepler kişileri öğrenmeye sevk eder.
Deneyim olmadan bilgi, beceriye dönüşmez. İnsanlar sahip oldukları bilgileri çoğu zaman hayatlarının bir parçası haline getirmek yerine sadece ihtiyaçları olduğunda kullanırlar. Hatta bazıları hiç kullanamazlar. Bilgi kullanılmadığı sürece değerini yitirir. Ne kadar bilgili olunduğundan çok, ne kadar bilgi kullanılabildiğinin önemli olduğu bilgi çağında, bilginin deneyime, deneyimin de bilgiye dönüşmesini sağlamak size başarı getirir.

Bilgi Edinmek İçin Gereken Donanımlar

Okullarda sahip olduğumuz bilgilere ulaşabilmemiz için bize okuma, yazma ve aritmetik öğretiliyor. Oysa günümüz dünyasında bilgi teknolojisine yetişebilmek için, esneklik, beceriklilik, hatırlama, yansıtma ve yaratıcılık gibi yeteneklere ihtiyaç duyarız.
Neden Öğrenmeyi Öğrenmeli?

Kritik anlarda yapılan yatırım gibi davranışlar, uzun vadede çok büyük etkiler oluşturur. Başkalarından farklı sonuçlar almak istiyorsak, onlardan farklı şeyler yapmalıyız. Önde olmak için önce bizi öne geçirecek farklara sahip olmamız gerekiyor.

Rahat ol, doğru olanı yapıyorsun. Rakiplerin Tarih, Türkçe, Matematik çalışırken sen öğrenmeyi öğreniyorsun. Bir fark yaratıyorsun.

Öğrenme sadece okul hayatında mecburi değildir. Okul hayatı bittikten sonra başlayan hayat okulunda da öğrenme bir seçim değildir. Bazı düşünürlere göre hayat, öğrencilerine haber vermeden yazılı yapan zâlim bir öğretmendir. Öğrenmeniz gereken çok şey var, o halde önce öğrenmeyi öğrenin.

Unutmayın hiçbir şey sebepsiz değil, yaptığınız hiçbir şey tesadüfen yapılmış değil. Her etkinin bir nedeni vardır.                                    

Cemal Kondu
www.cemalkondu.com

Kaynak: www.gencgelisim.com