Yüksek
verimlilik hem toplumun -dolayısıyla bireyin- refahının, hem de işletmenin
rekabet gücünün göstergesidir.
Verimlilik ; girdilerle çıktılar arasındaki ilişkiyi
gösterir. Üretken olma becerisi ile doğrudan ilişkilidir. Üretken olabilme
niteliği farklı biçimlerde
tanımlanabildiği gibi standart ölçüm yöntemi de yoktur.
Ortaya
çıkan ürün miktarını (çıktı), üretim sürecinde yer alan unsurların (girdi)
toplam miktarına bölüyor ve şirketinizin üretim verimliliği oranına ulaşmış
oluyorsunuz. Başka bir deyişle, bölme işlemindeki “Bölünen” konumunda olan
çıktı ne kadar yüksek ve girdi ne kadar düşük olursa; ya da ürün miktarı aynı
kalırken, üretim girdileri ne kadar azalırsa “verimlilik” de o derece yüksek
çıkıyor.
Aslında, çıktı/girdi oransal
ilişkisini gösteren bir sayısal ifade
olan verimlilik için birim girdi başına elde edilen çıktıyı bulduğunuzda bu
değer tek başına pek de fazla anlam ifade etmiyor. Zira verimlilik sözcüğü ilk
duyuşta bir “iyilik ölçüsü”nü çağrıştırır. Bu nedenle verimlilik için yapılan
şu yaklaşım daha anlamlı olmaktadır.
Verimlilik
: Bir ülkenin bir endüstrinin, bir
işletmenin ne kadar iyi olduğunun genel ölçüsüdür. Gerçekte bulacağımız
sayısal çıktı/ girdi sonucu bir başka değer-bir önceki ay, geçen yıl aynı dönem
veya sektör değeri- ile kıyaslandığı zaman verimliliğin iyi ya da kötü, iyi ise
ne kadar iyi olduğu hakkında bir yargıya varılabilir.
Atilla Filiz
Dahi Beyin Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder