Evlilik Terapisti Nasıl Çalışır?



Evlilik ve çift terapisti Şirin Hacıömeroğlu ATÇEKEN'e sorduk:

 Öncelikle çift ve aile terapisi deyince ne anlamamız gerekiyor? İki kişinin sorunlarının çözülmesi mi, ilişkilerinin düzeltilmesi mi, ilişkinin daha iyi bir noktaya gitmesi mi?

Çift terapisi de aile terapisi de özellikle ilişkiye odaklanan terapi yöntemleridir. Çift terapisinde, evli olsun veya olmasın çiftlerin yaşadığı sorunlar ele alınır; sağlıksız ilişkisel döngülerin farkına varılıp değiştirilmesine çalışılır; çiftin arasındaki iletişim geliştirilerek birbirlerini daha iyi anlamaları ve aralarındaki problemleri yapıcı bir şekilde çözebilmeleri sağlanır. İfade edilemeyen meselelere güvenli bir alan açarak ifade edilmesine ve bitirilmemiş işlerin bitirilmesine olanak verilir. Tüm bunlar, terapi sürecinde işlendiğinde çiftin ilişkisi iyileşmeye, yaralar sarılmaya, çiftler arasındaki bağ güçlenerek yakınlaşmaya ve daha iyi iletişim kurulmaya başlanır.

Bunun yanında çift terapisinin, ilişkilerin düzeltilmesinin haricinde odaklandığı farklı konular da olabiliyor. Mesela, bazen taraflardan biri veya ikisi de aslında ayrılmak istiyor fakat bunu çeşitli sebeplerden dolayı dile getiremiyor ve ilişki çok yıpranıyor. Çift terapisi bu kararın alınması için bir zemin oluşturabiliyor ve iki taraf da rahatlıyor. Bazen de çift boşanma kararı alıyor ve özellikle de çocukları varsa, çift terapisine gelip boşanma sürecini, hem kendileri ve hem de çocukları için nasıl sağlıklı bir şekilde yürütebileceklerini öğreniyor.

Aile terapisi de aynı şekilde, olabildiğince tüm aile fertlerinin katıldığı bir terapi sürecidir. Amaç aile fertleri arasındaki ilişkileri ve iletişimi geliştirmek, güçlendirmek, aradaki meseleleri yapıcı bir şekilde ele almaya ve problemleri çözmeye yardımcı olmak, sağlıksız ilişki döngülerini fark edip değiştirmek ve aile bağlarını kuvvetlendirmektir.

Dünya, modern zamanda çekirdek aile ile tanıştı ve insan gittikçe yalnızlaştı. Eskiden büyükbabalar ve büyükanneler ile yaşanan evlerde büyükler gençleri yetiştirir, gerektiğinde terapistleri olurdu. Bu düşünceye katılıyor musunuz?

Aile bağları insanoğlunun en önemli içsel kaynaklarından biridir. Aile bağlarından uzaklaşmanın, büyük şehirde, özellikle yalnızlaşmanın, insani özelliklerin gitgide erozyona uğramasının, bireyleri çok mutsuz ettiğine inanıyorum. Tabi o zamanlar çift terapistleri yoktu ve muhtemelen ailenin büyükleri olaylara dışarıdan bakarak yapıcı öğütlerle ilişkinin devamını sağlıyordu. Neden olmasın? Yapıcı olunduğu, otoriteyle baskı kurulmadığı ve bireysel sınırlara dikkat edildiği sürece aile büyükleri de uzmanın olmadığı yerde destek sağlayabilir.

         Çift olmadan önce bireysel sorunlarımızı halledememek, çift olarak bir araya geldiğimizde ilişkilerin daha sorunlu hale gelmesine neden oluyor mu? Bir ilişki yaşamak, bireylere olumlu etki yapar, diye düşünüyoruz genelde. Bu genelleme doğru mu?

Bir ilişki başladığında aslında iki taraf da geçmişten içi dolu bir valizle geliyor. Sevdiğim bir söz vardır: “Bu hayatta kasıtlı olarak birini eş olarak seçeriz. Ve o kişi her gün bize çocukluğumuzun bitirilmemiş işlerinin kâbusunu yaşatır.” diye… Evet, bu kâbusu en iyi eşimiz yaşatır; başka birisi, arkadaşımız, kardeşimiz ya da ortağımız değil... Kişi, eşinin hangi davranışına aşırı tepki verdiğini düşünüyorsa, bir durup düşünsün: “Bu duyguyu veya beden duyumunu geçmişten nerede hatırlıyorum?” diye. Muhtemelen çocukken de ebeveynleriyle benzer duyguları hissetmiştir. Bu da çok doğaldır… Önemli olan farkında olmak ve eşimizle yapıcı bir diyaloga girebilmek... O zaman hem çift, hem de ilişki, duygusal anlamda büyümeye başlar. 


Dahi Beyin
dahibeyin.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder